Sosyal Devrimlerin Yapısı ve Hayvan Çiftliği


Yazar: Ömer Faruk Çevik

Sosyal bilimler, fizik bilimlerden daha geç ortaya çıkıp gelişme göstermekle birlikte ortaya koyduğu sonuçların kesinliği açısından fizik bilimlere ulaşma çabası içerisindedir. Sosyoloji ya da Comte’un verdiği isimle sosyal fizik, tıpkı fizik biliminde olduğu gibi kanıtlanabilir ve genel geçer yasalar ortaya koymaya çalışır.

George Orwell’in Hayvan Çiftliği eserine de bu perspektiften bakmanın yararlı olacağı kanısındayım. Sosyalist ve devrimci bir gelenekten gelen Orwell, eserinde Sovyet devrimi sonrası yaşanan gelişmeleri çeşitli metaforlar kullanarak alaycı bir üslupla eleştirmektedir. Orwell’in politik taşlamasında kullandığı metaforlar ve argümanlar sosyal devrimlerin tümüne uygulanabilir niteliktedir. Bu anlamda denilebilir ki Orwell’in eseri sosyal devrimlerin anlaşılmasında bir anahtar rolü görmekte, sosyal devrimlerin genel geçer kanununu ortaya koymaktadır.

Peki, nedir sosyal devrimlerin kanunu? Evvela şunu söyleyebiliriz: Sosyal devrimin başarıya ulaştığı ilk an, bozulmanın da başladığı andır. Zira her devrim kendi statükosunu yaratır.  Ezilen geniş halk kitlelerinin egemen sınıflara başkaldırısı olan devrim, ilk olarak bir lidere ve onun çevresinde kümelenmiş kadrolara ihtiyaç duyar. Zira kitleler isyan potansiyelini içlerinde barındırsalar bile onları ateşleyecek bir kıvılcım, bir lider, toplumsal bilinci organize edecek bir aklın varlığı olmaksızın harekete geçebilecek yapıya sahip değildir. İlkin kitlenin içinden çıkan bu lider ve liderlik kadrosu zamanla devrimde merkezi konuma yükselir ve devrim sonrası sürecin statükosunun oluşturulmasına öncülük eder.

Albert Camus’nun da belirttiği gibi, köle asla efendisini alt etmekle yetinmez. Onun başlangıçtaki başkaldırısı efendilik ve köleliğe karşı olsa bile en nihayetinde kendisi efendiliğe soyunur.

Her devrim kendi statükosunu yaratır. Her statükonun da bir koruyucu elit sınıfa ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyaç neticesinde devrime öncülük eden liderlik kadrosu yeni elit sınıfı oluşturur. Zamanla bu sınıf da aşınarak devrim sonrası statüko, başta arzu edilenin aksine gitgide bir tek adam rejimine evrilir. Geniş halk kitleleri ezilmeye devam ederken, her dönemin rantını yemeğe alışkın rantiyeciler ve onlara öykünen belli başlı bazıları yeni efendilerinin etrafında toplanarak toplumun kanını emmeye devam eder.

Topyekûn bir milletin canhıraş mücadelesi sonrası kurulan Cumhuriyetimizin tek parti, tek adam, tek ideoloji ve tek bir egemen sınıfının iktidarına dönüşmesi ve bu duruma karşı verilen mücadelenin sonunda kurulan iktidarın yine aynı şekilde tek adam rejimine evrilmesi bu durumun ülkemizde yaşanan en bariz örneğidir.

Görsel kaynağı: https://www.theater-am-kaefigturm.ch/veranstaltung/animal-farm/

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s