Sosyal bilimler alanında yapılan akademik tezler hakkında yaygın olarak dile getirilen “çalışılmamış bir konu olması gerekir” kuralı aslında çok büyük bir yanlış anlamanın dışa vurumudur. Aksine tezler, muhakkak daha önce çalışılmış bir konu hakkında olmalıdır.
Tez, daha önce çalışılmış bir konu hakkında ileri sürülen iddiaları kabul etmeyerek yenilerini iddia etmektir. Yanı sıra kabul edilmeyen iddiaların neden kabul edilemeyeceğini, ileri sürülen yeni iddianın ise neden kabul edilmesi gerektiğini delilleriyle ortaya koymaktır. Bu itibarla her akademik tezin bir iddiası olmalı ve işbu sonucu ispata çalışmalıdır.
O halde tez konusu bulmak için yapılması gereken şey, araştırmayı istediğimiz sahada bizden önce ortaya konan tezleri, yani iddiaları ve bu iddialara ilişkin argümanları okumaktır. Bunları okurken “ben falanca iddianın, geçerli argümanlarla desteklenmediğini ve dolayısıyla kanıtlanamadığını düşünüyorum. Üstelik bu iddiaya karşılık başka bir iddianın savunulabileceği kanaatindeyim” dediğimizde tez konusu olabilecek bir meseleyi tespit etmiş oluruz. “Tez konusu olabilecek” diyorum, çünkü bu meseleden gerçekten bir tez çıkarıp çıkaramayacağımız bu doğrultuda yapacağımız bir ön araştırma ile belli olur. Bu ön araştırma neticesinde karşı iddiamızın güçlü olduğuna ve detaylı şekilde temellendirilebileceğine dair sezgimiz pekişiyorsa buradan bir tez konusu çıkar. Değilse benzer bir süreci, başka bir iddia hakkında baştan yürütürüz.
Sonuç olarak tez yazmak, bir tartışma evrenine girmek ve zaten bizden önce hakkında konuşulan bir konuya dair yeni şeyler söylemektir.
Yazının başında bahsettiğim “yanlış anlama”ya geri dönecek olursak akademik bir tez, çalışılmamış bir konu hakkında araştırma yapıp elde ettiğimiz sonuçları yazmak değil, çalışılmış bir konu hakkında iddia edilmemiş bir şeyi iddia etmek ve bu iddiayı gerekçelendirmektir.
Kaleminize sağlık hocam. 👏👏 İslam hukuku alanı dışındaki diğer branştaki hocalarımız, daha önce çalışılmış bir konuyu tez konusu yapma taraftarı değiller. Gerekçeleri ise, “çalışmış konu hakkında zaten söylenebilecek her şey söylenmiştir. Peki çalışılırsa ne olur? En fazla çalışan kişi, kendi görüşünü ortaya koyar. Bu durum, daha önce çalışılmamış bir konuyu çalışmanın yanında pek sağlam durmamaktadır. Çünkü, çalışılmış konunun sınırları bellidir. Onu yeniden ele almak, aynı dairenin içerinde tur atmak gibidir, ötesine geçemez. Ama çalışmamış bir konuyu ele alıp incelemek, daha önce sınırları çizilmemiş, kocaman bir alanda, (alanın sınırlarını belirlemek, her türlü değişiklikte bulunmak, yeni alanlar açmak… Vb) gibi her türlü tasarrufta bulunmayı ifade eder. ” şeklindedir.