Yazar: Hadi Ensar Ceylan
Daha önce tecrübe etmediğiniz, bilmediğiniz bir yerde gezecekseniz bir yol haritasına ihtiyaç duyarsınız. “Önce nereye gideyim, ne yapayım, nasıl gezeyim” sorularına bu kılavuz sayesinde bir nebze cevap bulursunuz. Kapadokya bölgesine yapacağım kısa seyahat için internette yaptığım aramalarda ya “mutlaka yapmalısınız” şeklinde maddelendirilmiş tavsiyelerle ya da uzun uzun “nerede, ne yapılır” yazılarıyla karşılaştım. Hâlbuki ihtiyaç duyduğum şey, yapılabilecek onca şey arasında karmaşa yaşamamak için adım adım izleyebileceğim bir rota idi. Sonuçta böyle bir rotaya ulaşamadan Kapadokya’yı gezdim. Bencileyin sıkıntı yaşayanlar olabilir diye de seyahat notlarımı bir rota halinde paylaşmak istedim.
Rotaya başlamadan evvel, bölge hakkında bilinmesi gereken temel birkaç noktaya temas edeyim. Kapadokya bölgesi kabaca bir daire çizecek olursak saat yönünde Avanos, Ürgüp, Ortahisar, ve Uçhisar yerleşim bölgelerinden ve bu meskun mahallerin kısmen ortasında yer alan Göreme vadilerinden oluşuyor. Bölgenin bu kadar meşhur olmasını sağlayan iki ana etken, coğrafi yapısını teşkil eden peribacaları ile Hıristiyanların tarihî kilise ve yaşam alanlarıdır.
Rotamıza başlayalım:
- Önce Uçhisar’a gidilmeli ve panaromik şekilde Kapadokya vadisi izlenmeli. Uçhisar bölgesi, Kapadokya’nın tabiri caizse tepe noktası. Buradan bütün bir vadiyi seyretmek mümkün. Vadiyi en tepeden görmek isteyenler ve tırmanma meraklısı olanlar için Uçhisar kalesi ideal.
- Uçhisar’dan doğrudan vadinin kalbine, yani Göreme’ye gidilmeli. Göreme’ye giden yol üzerinde vadinin yine panaromik izlenebileceği kafeler mevcut. Buralarda çay, kahve dinlencesi yapılabilir. Özellikle akşamsefasının tadına doyulmayacağını düşünüyorum.
- Göreme’ye vardıktan sonra zamanı ve mecali olanlar, serbest bir yürüyüş yaparak vadideki coğrafi oluşumları seyredebilir ve bunun için özellikle Güvercinlik Vadisi’ni tercih edebilirler. Değilse muhakkak vakit kaybetmeden Göreme’deki açık hava müzesi görülmeli. Bu müze, bölgede birçok farklı yerde konumlanan tarihî kiliselerden birkaç tanesini bir arada görmek açısından ideal. Açık hava müzesinin Göreme tarafından girişinde kalan Tokalı Kilisesi’ni hararetle tavsiye ediyorum. Kilisenin tavanı ve duvarları Hz. İsa’nın doğumundan ölümüne görsel bir Hıristiyanlık tarihi.
- Ardından Göreme’de Paşabağ ve Zelve ören yerleri görülmeli. Paşabağ, peribacası oluşumları; Zelve ise vadiye oyulmuş mağara ve diğer yaşam alanları açısından oldukça değerli. Her iki ören yerinde de doğanın manzarası sizi büyülüyor.
- Avanos; 1302 tarihli Cami-i Kebîr’i, testi kebabı (Zelve Restoran mücerreptir), çömlekleri ve içinden geçen Kızılırmak’ı açısından görülmeli. İçinden, böylesine canlı bir ırmak geçen her yer eminim çok güzeldir. Ayrıca Avanos’ta asma köprüye çıkan sokak üzerindeki yerel dondurmacılar gündüz ya da akşam serinlemesi için ideal. Söylemeden geçemeyeceğim, Göreme’deki yabancı turist akınından Avanos’ta bir nebze kurtulup ferah nefes alabiliyorsunuz.
- Ürgüp’te Üç Güzeller olarak adlandırılan peribacaları öncelikle görülmeli. Ardından şehir merkezindeki eski taş konaklar ziyaret edilmeli. Bu açıdan güzel bir örnek, Asmalı Konak dizisinin çekildiği konaktır. Bölgedeki konak mimarisi, Mardin taş evlerini neredeyse aratmayacak güzellikte.
- Bundan sonraki maddeler biraz daha zamanı olanlar için. Derinkuyu yer altı şehrine gidilmeli. Bölgenin Hıristiyan tarihi açısından oldukça anlamlı bir yer.
- Ihlara vadisine gidilmeli. Vadinin içinden geçen Melendiz Çayı ve vadinin yemyeşil bitki örtüsü cennetten bir bahçe tadında dinlenmeye vesile olmakta. Ihlara vadisinin mesafe olarak Kapadokya bölgesine bir nebze uzak olması, belki de bir tam günün buraya ayrılmasını gerektirebilir.
- Merak edenler için bir son not olsun: Kapadokya’yı meşhur sıcak hava balonlarıyla havadan görmek istiyorsanız 250 euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor. Elbette büyük bir iş yükü gerektirdiğinden bu kadar pahalı olabilir ama bence her halükarda fazla bir bedel. Zaten biz yerliler binmesek dahi yabancı turistler fazlaca rağbet ediyorlar.
Faydalı. Teşekkürler:)
Çok faydalı olmuş hocam. Özellikle avanostaki seramik atölyeleri ve dar sokaklar duvarlarına asılmış rengarenk figürlerle bir masal şehrindesiniz havası veriyor. Sallanan köprü onların gölgesinde kalıyor kanaatimce. Sıcak hava balonlarıyla ilgili Türk insanı 3e ayrılır: balona binenler, balonlarla fotoğraf çekilenler ve hiç balon görmeyenler 🙂