Kenya’nın 8 Ağustos 2017 Seçimleri: Değişen Tercihler ya da Değişime Kapanmak?


8 Şubat’da Somali ile başlayan Doğu Afrika’nın seçim gündemi Ruanda’nın favorisi ve kazananı -en başından belli olan- Kagame’nin galibiyeti ile devam etmiş, 8 Ağustos’ta ise Kenya’nın endişeli ama bir o kadar da renkli geçen kampanyası ile 2017 için noktalanmış olacak. Bir tarafta soykırım sonrası Afrika’nın doğusunda göz alıcı bir ekonomik büyüme ve istikrarın mimarı olarak görülen Kagame’nin “yardımsever otokrat” Ruanda modelinin, diğer taraftan 40 yıldan fazla süren iç savaşın her hafta ayrı bir terör eylemine sahne olduğu Somali’nin istikrarsızlığına kıyasen; Kenya 1990’lardan bu yana devam eden çok partili hayatında ciddi bir demokrasi sınavından daha geçti. Yaklaşık 19,6 milyon seçmen, Kenya’yı sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmaya götüreceğine inandıkları liderlerini seçmek için sandık başına gitti.

Kırmızı ve Turuncunun Rekabeti NASA ve Jubilee Koalisyonları
Seçim kampanyasının son haftasını Hıristiyan, Müslüman, herkes kırmızı ve turuncu bayrak ve posterlerin boyadığı meydan ve stadyumlarda Aralık 2007’de ülke hafızasında yer eden, 1000’den fazla masum Kenyalının hayatını kaybettiği ve 600 bin kişinin yerinden olmasına neden olan şiddetin tekrar yaşanmaması için dua ederek geçirdi. 1964 yılında ülkeye bağımsızlığını kazandıran ilk Başkanı Jomo Kenyatta’nın oğlu, şu anki Başkan Uhuru Kenyatta’nın Jubilee Hareketi ile yine ülkenin ilk Başkan Yardımcısı Oginga Odinga’nın oğlu ana muhalefet lideri Raila Odinga’nın başını çektiği Ulusal Büyük İttifak Hareketi (NASA) çoğu yerde bıçak sırtı geçen bir seçim kampanyasında karşı karşıya geldi. Pek çok analist 2017 seçimlerinde, Kenya’nın çeşitli kabilelerinden seçmenlerin diğer kabilelere güvenmemesi ve 2007’de yaşanan seçim sonrası şiddet nedeniyle etnik grup adaylarına oy vereceği beklentisini korudu. Raila Odinga kendisinin de mensup olduğu Luo kabilesi ile diğer büyük Luhya ve Kamba gruplarına dayanırken Başkan Uhuru Kenyatta, ülkenin en büyük kabilesi olan Kikuyu ve ülkenin üçüncü büyük kabilesi olan Kalenjinler ile ülkenin Müslüman dini ve etnik azınlığı Somalilerin desteğini sağlamış gibi görünüyor. Bununla birlikte, cumhurbaşkanlığını kazanmak için, bir adayın en az % 50 oy alması ve tek bir kabilenin tek başına bu yüzdeye sahip olmaması seçim yarışı boyunca gözlemcileri heyecanlı bir bekleyiş içinde bıraktı. Bu seçim aslında Kenya’nın yarım asırdır kronikleşen toprak ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, kurumsallaşan yolsuzluk, eşitsizlik ve şiddet üreten sosyoekonomik sisteminin sorunlarını anlamak için bir fırsat sunuyor. Ancak bu imkan Oryantalist ve Batı merkezli bakış açısının ürünü olan dar seçim analizleriyle kabile ve etnik gerginliklere indirgenen bir Afrika ülkesi kategorisinde çoğu kez heba edildi.

Fırsatlar ve Tehditler Penceresinden Doğu Afrika’nın Yükselen Gücü Kenya
Eski ABD Başkanı Obama’nın ülkesi Kenya 44 farklı etnik grubun birlikte yaşadığı İngilizce ve Doğu Afrika’nın ortak ticari dili Svahili’nin konuşulduğu bir ülke. Ayrıca, genç okur yazarlığının % 87’ye ulaştığı, nüfusunun yarısını 18 yaş altının oluşturduğu, yıllık ortalama % 6 büyüme hızıyla Doğu Afrika’nın ticaret, bankacılık, bilişim ve medya anlamında yükselen bir güç merkezi olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere’nin bağımsızlığını 1964’te verdiği ülkelerden biri olarak Kenya 1982’de yaşanan darbe teşebbüsü hariç, 90’lardan beri takdir edilen çok partili demokratik sivil tecrübesine rağmen, hala sömürge döneminin toplumsal ve ekonomik izlerini taşımaya devam ediyor. Bugün zengin Kuzey ülkelerinin tüketicilerine dünyanın en seçkin kahve, çay ve kesme çiçeklerini ihraç eden ve yine bu kitleye Afrika’nın sayılı turizm cenneti olarak hizmet veren Kenya’yı insani gelişmişlik bakımından daha iyi anlayabilmek için başka konulara da bakmak gerekli. Kenyalıların %45’i günlük 1,5 dolar olarak belirlenen yoksulluk sınırı altında özellikle Nairobi, Mombasa gibi büyük şehirlerde teneke evlerden oluşan, Afrika’nın en büyük gecekondularında yaşamaya devam etmektedir. BM rakamlarına göre Afrika Boynuzunu etkileyen kuraklık nedeniyle bugün Kenya’da yaklaşık 3 milyon kişi gıda güvensizliği tehdidi altında yaşamakta ve yine çalışabilir genç nüfusun yaklaşık %40’ı ise kronik işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. 2007’de yaşanan kanlı seçimlerin yanı sıra yakın tarihte Kenya El-şebab Terör Örgütü’nün hedef aldığı bir ülkedir. 2013 Westgate Alışveriş Merkezi ve 2015 Garissa Üniversitesi saldırılarında onlarca masum sivilin hayatını kaybettiği terörün kıskacında ve büyük şehirlerinde artan suç oranları nedeniyle insan güvenliğinin de çok uluslu şirketlerce bir meta olarak ticarete dönüştürüldüğü bir yer olmuştur Kenya. Diğer taraftan, 1990’lardan itibaren IMF ve Dünya Bankası marifetiyle yürütülen yapısal uyum politikalarıyla, devletin sağlık ve eğitim alanlarındaki sosyal sorumluluklarının tırpanlanması neticesinde Kenya’da bu hizmetlere erişim paralı hale gelmiştir. Bu nedenle, HIV/AIDS (nüfusun %6’sı HIV pozitif ) ve okul bırakma oranlarının yüksek seyrettiği, insani kalkınma bakımından yapısal sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam etmektedir.

Etnik Politikaların Sömürgeci Kökenleri
Pekala şu soruyu yöneltebiliriz. Afrika’nın bu dinamik, iklimi ve doğal kaynaklarıyla göz kamaştıran ülkesinde temel kabilecilik sorununu başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batı’nın kurduğu demokratik siyasi sistemi özümsemekte başarısız olan, hala kabile merkezli oy verme alışkanlığını sürdüren Kenyalılarda mı aramalıyız? Elbette bu tabloda yaklaşık 50 milyonluk nüfusunun neredeyse yüzde 70’ini oluşturan Kikuyu, Luhya, Kalenjin, Luo ve Kamba gibi beş büyük etnik grup ve bu etnik yönelimler doğrultusunda şekillenen politik parti ve NASA ve Jubilee koalisyonlarının ülkenin kaderine yön verdiği gerçeğini yadsımamak gerekiyor. Ancak 2007 seçimi sonrası şiddet olayları sonrasında 2010’da kabul edilen yeni anayasayla yerinden yönetim ve federalleşme yolunda ilerleyen Kenya’da ya hep ya hiç anlayışının hakim olduğu, sıfır toplamlı bir oyun olarak görülen Başkanlık sistemindeki değişiklikler ne anlam ifade ediyor? Etnik ayrımların bu denli belirgin olduğu Kenya’nın siyasi sisteminde parti programı ve kabileler üstü adaylara oy verme anlayışı yerine; hala etnik merkezli seçim döneminde doğrudan nakit para ve hediyelerin oy karşılığı istenildiği bir kampanyaya şahitlik ettik. Yine dar etnik seçmen bölgesi gözetilerek siyasi rüşvet bâbında verilen seçim dönemi hizmetleri karşılığında patronaj ilişkileri ile oy verme şeklinde seyreden olumsuz pratikler çokça tartışıldı. Peki bunları demokratik sistemin altını oyan bir sebep olarak mı görmeli, yoksa Kenya’nın sömürge döneminde seçilmiş elitler marifetiyle şekillendirilen sosyo-ekonomik sisteminin bir sonucu olarak mı? Soruyu ve problemi doğru yere koymadan Kenya’nın kalkınma sorunlarını çözmek için ülkenin gelecek beş yılını tayin edecek 8 Ağustos seçimini doğru anlamamız mümkün görünmemektedir.

Kenya’nın İnsani Kalkınma Problemleri ve Parti Manifestoları
Kenya eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik konularında ilerlemelere rağmen 160 ülke arasında insani gelişmişlik endeksinde 145. sırada yer almaktadır. Kenya’nın artan genç nüfusun ve kentleşen nüfusun ihtiyaçlarına paralel olarak üretim altyapılarını ilgilendiren, enerji, çevre koruma, ulaşım gibi konularda da daha fazla yatırıma ihtiyacı devam etmektedir. Bu durum NASA ve Jubilee seçim manifestolarında da etraflıca yer aldı. Her iki ittifak da özellikle ücretsiz olan temel eğitimi, okul öncesi ve orta öğretimi kapsayacak şekilde genişletme, sağlık hizmetlerini tüm vatandaşların ücretsiz erişimine açma, kuraklığa karşı tarım ve hayvancılıkta sigorta sistemini getirme noktasında ortak vaatlerde bulundu. Kenyatta Mombasa-Nairobi arasında yeni hizmete giren modern demiryolu ve ülkenin diğer eyaletlerinde yapılan bölünmüş yolları daha ileri noktaya taşıyacağına, ülkenin artan enerji ihtiyacı için yeni barajlar inşa edeceğine söz verdi. Odinga ve NASA ittifakı ise özellikle mevcut hükümetin yolsuzluğun önlenmesi konusunda çok da başarılı olmayan karnesi hakkında daha ciddi tedbirler almayı vaat edip GSMH’nin %54’üne ulaşan kamu borç stokunu azaltmayı kalkınma ve altyapı projelerini farklı finansman metotlarıyla karşılamayı önerdi. Diğer taraftan ulusal güvenlik konusunda son terör saldırıları nedeniyle Jubilee Kenya’nın Afrika Somali Misyonu (AMISOM) önderliğindeki Somali’de asker bulundurmaya devam edeceğini belirtirken NASA askerlerini en kısa zamanda geri çekeceğini ve ulusal güvenliği içeride alacağı tedbirlerle güçlendireceğini seçmenlerine vaat etti.

Yolsuzlukla Mücadele ve Halkın İradesi
Kenya’nın yolsuzluk konusunda durumu hiç de iç açıcı değil. Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI) Kenya’yı 160 ülke arasında yolsuzluk algısı sıralamasında 145. sırada gösteriyor. Bir diğer çok uluslu kontrolörlük firması Pricewater House (PwC) Kenya’yı özel sektör kurumsal yolsuzluğunda tüm dünyada üçüncü sıraya yerleştirmiş durumda. Bütün bu saydığımız köklü sorunlara cevap arayacak ulusal kimliği ve vatanseverliği perçinleyecek adalet, hesap verme ve şeffaflık yönünden sosyal devlet yapısını kuruncaya kadar etnik güç bölüşümü ilkesinin siyasete hükmedeceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte sorunlar çerçevesi çizilemeyen soluk bir “yolsuzluk” genel başlığında tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Eskiden adları değişse de bu iki ana blok arasında gidip gelen sonuçlara ilişkin seçimlerde “yolsuzlukta kimin sırası?” sorusu yerini 2010 Eyalet Sistemi reformu sonrasında bütçenin kontrolsüz ve usulsüz kullanımı sonucu yolsuzluğun azaltılması konusundaki beklentilerin hayal kırıklığına dönüşmesine bıraktı. Artık “yolsuzlukta herkesin sırası” ilkesi şaka yollu seçmen tarafından da kabul edilmekte, bu durum özellikle ilk defa oy kullanacak gençlerin siyasetçilere ve siyasi kurumlara olan inancını her seçimde yitirmesine sebep olmaktadır. Yolsuzluk zincirinde herkesi suç ortağı eden bu sistem, vatandaşlık iradesi ve ulusal gurur kavramlarını seçmen ve seçilen açısından aşındıran ve nihayetinde Kenya’yı sürdürülemez bir kısır döngüye sokmaktadır.

Kabile Siyasetini Anlamak
Ulusal düzeyde bir uzlaşı ve planlama olmaksızın çözülemeyecek bütün bu köklü sorunlara kabile merkezli oy toplama taktikleriyle ulaşılamayacağı açık. Ancak gerek eyalet gerekse ulusal düzeydeki seçimlerde birkaç bağımsız aday hariç etnik şemsiyenin altında devam eden seçim kampanyalarının hala sürdürülmesinin sebebi, tarihsel kökleri İngiliz sömürgeciliği döneminde atılan ara yönetici kabile elitlerinin -bağımsızlık sonrası- yerlerini sağlamlaştırarak devam ettirmeleri aslında. Kabile seçkinleri özellikle toprak gaspı ve kamu ihalelerine fesat karıştırarak kişisel servetlerini herkesin gözü önünde büyütmekten çekinmezken seçim zamanlarında kendi kabile mensuplarından oy istemekte ise bir beis görmüyorlar. Teneke evlerde günlük yaşam mücadelesi için sabahın erken saatlerinden geceye kadar kentte ve kırsalda çalışan Kenyalı seçmen, yolsuzluk yüzünden kamu kurumlarına güvenini kaybetmiş durumda. Devlet vatandaş ilişkisi içinde olması gereken; ancak olmayan sosyal koruma ihtiyacı karşısında sorunların gayet farkında olmasına rağmen hala kabilesine ve kabilesinin adaylarına umut bağlamaya devam ediyor. Yoksulluk sınırının altında yaşayan Kenyalılar bir avuç kabile seçkininin, binlerce Beyaz Adamın ve sömürge döneminde getirilen Asyalıların, ülkenin hala ekonomik ve idari gücünü elinde tuttuğu ülkede yolsuzluk ve kötü yönetimden sessizce şikayet ediyor. Ancak demokrasinin en güzel yanı olan 5 yılda bir defa da olsa görüşlerine değer verilmesi iradesine başvurulduğunu hissetmesi, günlük hayatta kalma mücadelesini verirken rencide edilen onurunu ortaya koyma imkanı sağlıyor. Sorunu başta belirttiğimiz Oryantalist bakış açısının tezahürü olarak yer bulan Afrikalı ’nın sözde “ilkel aşiret duygularını” seçimler yoluyla ortaya koyduğunu teyit ettirmeye çalışan sorunlu bakışta aramak gerekiyor. 9 Ağustos’un erken saatlerinde resmi olmayan ilk sonuçlara göre Uhuru Kenyatta ve Jubilee Partisi geçerli oyların % 54’ünü alırken NASA koalisyonu ve Odinga’nın % 44 oranında oy aldığı Kenya Bağımsız Seçim Komisyonu’nca açıklandı. Oy sayım ve değerlendirme işlemleri sürerken Odinga seçim sonuçlarını bu haliyle kabul etmeyeceklerini açıkladı. Seçim sonuçlarına itirazın sokaklarda mı gerçekleşeceği yoksa Yüksek Mahkeme ve Komisyon’a mı yapılacağı belirsizliğini korumaya bu hafta içinde devam edecek gibi görünüyor. Ancak şimdilik Kenyatta’nın beş yıllık vizesini vitrinindeki isimleri değiştirerek almış olduğunu ve Kenya’nın yapısal sorunları ve kalkınma vizyonu konusunda büyük bir sorumluluğu tekrar üstlendiğini söyleyebiliriz.

Uluslararası Kamuoyunun Seçim Sonrası Beklentileri
Başta Avrupa Birliği, İngiliz Milletler Topluluğu gibi kuruluşlarla aralarında Gana eski Devlet Başkanı John Mahama ve ABD eski Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de yer aldığı seçim gözlemcileri bu seçimlerde Kenya’da hummalı bir çalışma yürüttü. Kenya ekonomisi teknoloji transferi, finans ve ticaret olarak İngiltere’ye, Avrupa Birliğine, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’ya bağımlılığını Çin, Brezilya, Güney Kore ve Hindistan gibi yeni partnerlerle aşmaya çalışıyor. BM Nairobi Ofisi başta olmak üzere, binlerce uluslararası şirket ve yardım kuruluşunun yoğun olarak bulunduğu bir Afrika ülkesi olarak Kenya, Beyaz Adamla ilişkisini ve onlardan beklentilerini devam ettiriyor. Yoksul sınıftan elitlere kadar Beyaz Adamdan bilgi tecrübe ve para olarak farklı düzeydeki ihtiyaç ve beklentilerini yukarıda değindiğimiz iradesini ve bağımsızlığını yeniden eline almak için çabalamayı sürdürüyor. Bugünkü sistemde uluslararası ticaret ve dış yardımların desteği olmaksızın bunun gerçekleşmesi mümkün görünmemekte. Ancak ne bugüne kadar yeni sömürgeciliği finansal ve bilgi olarak sürdüren Batı’nın hesapçı modeliyle, ne de başlı başına küresel ticaretle şekillenen ekonomik ekosistemleri yeterince anlamadan şekillenen iyi niyetli ama sürdürülemeyen “balık vermeyi değil balık tutmayı öğreten” yardım modelleriyle de bunu gerçekleştirmek güç görünüyor.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s