Ne Kadar Yorumsuz? (No Comment)


Fransa merkezli, Avrupa Birliği’nin haber kanalı iddiasında olan, Türksat’ta yayını bulunan, TRT’nin de Türkçe yayın yapması için 2010’dan beri %15 ortağı olduğu Euronews isimli televizyon kanalındaki bir programdan bahsedeceğim. No Comment isimli programda kısaca format şöyle; ilgi çekilmek istenen konu hakkındaki görüntüler, yazılı veya sözlü hiçbir açıklama yapılmadan sadece yer ve zaman bilgisi verilmek suretiyle yaklaşık 3-4 dakika yayınlanmaktadır. Bahsi geçen programın 31.08.2016 tarihli yayınında, bir İtalyan savaş gemisinin göçmenlere yardım ettiği, maske takmış yardım görevlilerin bebekleri kurtardığı, görevliler tarafından kurtarılan mültecilerin feraha ermenin verdiği saadet ile mutlu mesut halleri kısaca gösteriliyor. Buraya kadar No Comment başlığıyla verilen görüntüler insan zihnine kazınıyor. Görüntülerle ‘biz size bir şey söylemiyoruz ama aslında şunları anlamanız gerekir’ deniliyor. Biz çok merhametliyiz, çocuklara değer veririz, savaş gemilerimiz bile insan kurtarmakla uğraşır vs. vs.

Benim aklıma gelenlerse şunlar: Kendini yanılmaz değerlere sahip gören basın aslında güçlünün perspektifini yansıtma görevini bir kez daha yerine getirdi. Göçmenlerin ülkelerini, hangi sömürgeci faaliyetler sebebiyle terk etmek zorunda kaldıklarını gösterecek bir No Comment yayınına ihtiyaç duyduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Tabii ki İtalyanlar savaş gemisiyle mülteci kurtarmış ve kötü yapmış diyemeyiz.  Çelme takarak fotoğraflarını çekmekten veya binmiş oldukları botlarını patlatarak mültecileri boğmaktansa gemilerine almaları kendi medeniyetleri açısından çok önemli(!) bir aşamadır.

Bununla birlikte Avrupa’nın göbeğinde bir taraftar grubunun maymunlara muz atar gibi mültecilere bozuk para atarak eğlenmeleri hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. Yine Macaristan’ın 1294 (bin iki yüz doksan dört) mülteciyi ülkeye kabul etmek için referanduma gitmesi ve %98 oranında hayır diyerek bu kadar az sayıdaki mülteciyi ülkelerine kabul etmemelerini unutmamak gerekir.

Dikkati asıl çekmek istediğim husus, kendine basın diyen sadece ve sadece doğruları(!) yansıtan, aslında egemen gücün elinde oyuncak olmuş bir aracın tek taraflı bakış açısına sahip olmasıdır. Bahsi geçen programın yayınlandığı televizyon kanalının muhabiri İstanbul Vezneciler’de yaşanan bombalı saldırı sonrası ‘he güzel oldu, iyi saydırdın’ demişti. Mikrofonları açıkken zihinlerinde geçen kirli düşünceleri daha iyi duyabildiğimiz basın kisvesindeki zihniyet, mikrofonları kapattıklarında bizim onların ne demek istediğini anlayamayacağımızı düşünmesi ve bunu yorumsuz başlığıyla vermesi ironiktir. Böyle bir kanalda TRT’nin ortak olması yayın politikasında etkisinin görülmemesi ayrıca ironiktir.

İnception filminden hatırlayacaksınız. Filmin tüm hikayesi bir karakterin zihnine minicik bir fikir yerleştirme üzerine kuruluydu. Basın günümüzde bu minicik fikir tanelerini dikkatle ve özenle zihnimize yerleştirmekle görevini yerine getiriyor. Aslında kadrajın yönünü belirlemek bile bir yorumdur. Yapılan saatlerce çekimden sadece belli kareleri seçmek bir yorumdur. Aynı şekilde belli kareleri kesmek de bir yorumdur.  Yorumun en kralını yapıp programın adını yorumsuz olarak belirlemek ise tam da Avrupalının yapacağı bir ikiyüzlülüktür.

 

 

 

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s