Seni neden seviyorum?


Bilmiyorum. Çünkü sevgim nedenleri aşıyor. Çünkü ben nedenleri değil, seni seviyorum. Nedenler benim bağım, sınırlarım ve kelepçelerim. Oysa ki sevgi sınır tanımaz, hapsedildiği an doğasını kaybeder, bu yüzden nedensiz seviyorum seni. Hiçbir mantıklı gerekçeyle değil.

Seni seviyorum çünkü öyle. Annemi de böyle sevmiştim. Sonraları birçok neden türetti aklım, fakat ben bunlar olduğu için annemi sevmedim, annemi sevdiğim için bunları neden olarak gördüm. Aynı nedenler bir başka iki kişiye hiçbirşey ifade etmeyebilir/etmez.

Seni seviyorum çünkü ‘sen’i seviyorum. Senin iyi bir yönünü değil, sen olan seni seviyorum. Yani seni oluşturan her ne varsa, onların toplamından daha fazlası olan sen’i seviyorum demektir bu. Kısacası sana sevgim, senin hiçbir cüz’ünle sınırlanamaz. Seni onlara sahip olduğun için sevmiyorum, onları seni sevdiğim için seviyorum. Onları sevmemin neden’i seni sevmemse, herşeye nedenini veren bu sevginin nedenini sormak abes olur.

Sevgimi sana anlatamam, çünkü bu kelimeleri ben bulmadım. Kelimelerle ancak sevdiğim yanlarını tarif edebilirim, sen’in sevgini asla. Ama bu bile, seni hatırlattığı için güzel, seni işaret ettiği için anlamlı.

Seni nedensiz seviyorum.

(nice onbeş aralıklara)

9 comments

  • Allah razı olsun üstadım. ver elini öpeyim 🙂

    nedensiz olduğu kadar amaçsız olan tek eylem de diyebiliriz sevgi için. sevgi her şeyin başı 🙂 iman bile onun türevi bence. her şey sevgiden her şey rahmetten her şey O’ndan geliyor. şükür ki tekrar O’na döneceğiz 🙂

    yasinim, şakir kocabaş’ın “temel inanç ifadeleri” diye adlandırdığı kategoriyi hatırlıyorsun değil mi? hani daha fazla açıklanamaz olanları. neden sorusuna cevap verilemeyecekleri? işte senin de dediğin gibi, sevgi temel inanç ifadelerimizin en üstünde yer alıyor. onu açıklayamıyoruz, çünkü ondan ötesi yok. bir şeyi açıklamak için onun dışına çıkmak lazım. sevginin dışına/bi üstüne çık çıkabilirsen 🙂

    neyse sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz 🙂

  • Sevgi herşeyin başı diğer bir ifadeyle ‘Zühhadın nihayeti Uşşakın bidayeti…

  • ”Seni onlara sahip olduğun için sevmiyorum, onları seni sevdiğim için seviyorum. Onları sevmemin neden’i senin sevmemse, herşeye nedenini veren bu sevginin nedenini sormak abes olur.”
    yazının her cümlesi çok güzel,sevgiyi gerçekten en gerçek anlamıyla ifade etmişsiniz.ama bu cümleyi bir başka beğendim.gerçekten de sevgide neden olmaz,neden sevdin diye sorulmaz çünkü neden demek çıkara, çıkar da sevgisizliğe sebep olur diye düşünüyorum. değerli paylaşımınız için teşekkürler…

  • Eğitim biliminde kendini gerçekleştirmenin ayrılmaz ilkelerinden biri de “insanları oldğu gibi kabul emek ve sevmek”tir. İkili ilişkiler olarak düşündüğümüzde bu seni nedeniz ve seni sen olduğun için seviyorum’a kadar vardırılabilir niekim yazı da bunu vurgulamış nihayetinde.

    Ama alklıma bir soru tkıldı ve bir şeyler yerine oturmadı anki affııza sığınarak arz etmek isterim:
    Eğer seven sevileni “nedensiz seviyorum” diyorsa ya da “seni sen olduğun için seviyorum” diyorsa bile ortada nedenlerin varlığından söz edemez miyiz? Ya da nedenleri seni sevdiğim için seiyorm demek de özünde ayınıdır kanaatimce. Her ne kadar nedenler araz da olsa sevmek anlatırken sevilene ‘edensiz seviyorum’, ‘nedenleri sevmemin nedeni seni sevmem’ denirken bile nedenleri de zikretmeden yapamıyoruz,'”neden”siz seviyorum’ diyoruz ama nedenleribir türlü bir kenara bırakamıyoruz, en azından neden kelimesini… Nedenler, sebepler, falan, filan ne için kullanırsak kullanalım sevgiyi anlatırken onları zikretmemeliyiz itikadimce.

    “Seni sen olduğun için seviyorum” demek de aynı kapıya çıkıyor “Sen”in “sen” olduğunun ayrımına varmak sevende bir farkındalığı gerektiriyor. Seven sevilenin ayrımına varabilmişse eğer onu başkalarından ayırabilmiş, onun başkalarından olmayan farklarına varabilmiş demektir. Bu da seven açısından sevilenin neden sevildiğini göster miyor mu? Yani onu başkalarından farklı olduğu için (o o olduğu için deniliyor) sevmiyor mu seven? Bu yüzden farklı anlatılmalı sevgi neden, sebep, falan, filan hatta seviyorum kelimesi bile kullanılmamalı (basit bir sözcük gibi algılanır oldu)

    Belki çok ütopik düşünüyorumdur ama demek istediğim başka türlü anlatılmalı sevenin sevgisi, başka türlü söylemeli kişi sevdiğine sevdiğini, başka türlü seçilmeli sözler ve kelimeler bu Ulvi duygu anlatılırken, her şey sevgiden başlıyor her şey sevgiden çıkıp türüyorsa eğer, ki sevgi anlatılamayan, kategorize edilemeyen, neden-niçin sorularına cevap verilemeyen değil miydi? Yoksa düşüneilir miydi insan imanın da sevginin bir türevi olduğunu, Sevgi anlatılamayacak kadar aziz değilse eğer…
    kanaatimce…

    • Dediğiniz gibi sevgi dile gelmez, ama (en azından bir yönüyle) dile getirmek istediğimizde nedenlerin sınırına girmek durumundayız. Sevgi için değil ama bunu ifade için dile muhtacız. Bunu ne kadar nedenlerden azâde kılmaya uğraşsak da, bir şekilde nedenlere dayanarak anlatmak kaçınılmaz hale gelir. Bu durumda ya nedenleri bir kenara bırakıp sevgiden hiç bahsetmeyeceğiz, yahut dil el verdiğince gönle tercüman olacak. Yani nedenler (seni sen olduğun için sevme durumum) kifayetsiz de olsa “onu hatırlattığı için güzel, onu işaret ettiği için anlamlı”.

      Katkılarınız için teşekkürler.

      • “nedenlerin sınırına girmek durumundayız” demişsiniz bundan kasdınızı tam olarak idrak edemedim aydınlatırsanız sevinirim.

        ” Bunu ne kadar nedenlerden azâde kılmaya uğraşsak da, bir şekilde nedenlere dayanarak anlatmak kaçınılmaz hale gelir” haklısınız fakat o zaman da zannımca “nedensiz seviyorum” cümlesi (okunduğunda ya da duyulduğunda çok anlamlı diye düşünülürken) pek anlam ifade etmez, olmaz mı?

        Evet her şey için dile muhtacız bu çok kötü aslen dil bize büyük nimet olsa da. Ama bir şekilde ben nedenlere girilmeden sevginin, dille sınırlı olsak da ifade edileceğine yürekten inanıyorum.(nitekim mecnunun leylaya aşkı bir hikaye olsa da anlatılan bu hikayelerde mecnunun aşkının nedenlerini görebilen var mı merak ederim, leylanın dış görünüşü(nü dersek neden olarak) işte asıl hikaye budur bence. Ki insanoğlunun bu hikaye üzerinde onca eserler yazması, şerhler yapması… onun bu nedenleri olmayan sevgi üzerindeki arayış ve çırpınışlarının göstergesi değil midir? Bence tamı tamına böyledir.

        “Bu durumda ya nedenleri bir kenara bırakıp sevgiden hiç bahsetmeyeceğiz, yahut dil el verdiğince gönle tercüman olacak”
        İkinci cümlenize katılıyorum ilk cümleyi düzelterek:
        “Bu durumda nedenleri bir kenara bırakıp dil elverdiğince sevgiden(bizatihi kendisinden) olabildiğince(hep) bahsedeceğiz.”

        “Seni sen olduğun için sevme durumu kifayetsiz de olsa…”
        Evet seni sen olduğun için sevme durumu kifayetsiz olmalı (zihin üzerinde düşümeye, dil de bahsetme çabalarına devam etmeli)
        İşte benim demek istediğim de tam buydu.

        Rica ederim asıl ben size teşekkür ederim.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s