Yazar: Mustafa Barış
1. Sabır, çok büyük nimettir, erdemdir.
1.1. Özellikle ilimdeki sabır; zordur, yoldur, doğrudur, iyidir, güzeldir, ayırt edicidir, aşktır.
1.1.1. İlimden başka aşkın nesnesi yoktur. Aşk, ancak ve ancak ilimle meşruluk kazanır.
1.1.2. Dini bilme Rasulullah sayesinde mümkündür. Dinin kaynağı tekdir. O da, Kur’an’dır. Rasulullah da Kur’an’a uymak zorundaydı. O’na (Kur’an’a) doğru yürüdükçe açar o kendini.
1.1.3. O, Allah (c.c.) ki yasalar yaratmıştır. Tüm yaratmaları bilir. Her an yaratma halindedir. Ve bu vakıa, hayatta, her şeye rağmen umutlu olabilmenin her yerde ve anda görülebilecek göstergelerindendir.
1.1.4. Allah insana, “bilmeyi”, “öğrenmeyi-öğretmeyi” tavsiye eder. Müşahhas olarak görülemeyeceğini bildirir. Tüm eserlerindeki farkındalıkların incelenmesiyle O’nun her türlü yüceliği idrak edilebilir.
1.1.4.1. Sudaki oksijen balıkların yaşaması için yeterlidir. İnsanın da yaşaması için gereken oksijendir.[1] Fakat insan suda “işini görmek” için birtakım cihazlara/aparatlara ihtiyaç duyar. Sudaki ve karadaki yaşam formu oksijen ile kaim olsa da ne balık karada ne de insan suda yaşayabilir.
1.1.4.1.1. Nazar; bakış, görüş, iltifat, ilgi, basiret anlamlarına gelir. Bir konuda eni konu düşünmek, aralarında hükmetmek manalarında kullanılagelmiştir.
1.1.4.1.2. İnsanın “suda” iş görebilmesi için aparatlar gerekir. “Ru’yetullah” meselesi ise insanın bilim, din, felsefe, mantık, ma’ruf, hukuk, sanat, spor vb. ile donanması ve Allah’ın eserlerinin bu aparatlarla bilinmesi ile çözülür. Bu olay, insan yaşamı için gerekli olan formların sınırlı olması eğer bahsedilecek ise Tanrı’nın formunun ihata ve idrak edilemez oluşundandır.
1.1.4.1.3. Tanrı varlığı ve birliği bilinebilirken doğası/mahiyetinin bilinemeyeceği/görülemeyeceği aşikardır. İnsanoğlu bu konuda ancak antropomorfik/insan biçimci zihin koduyla uslamlama yapabiliyor ki bu da, Allah’ın müşahhas olarak “görülemeyeceğini” gösterir. Bu uslamlama, “eserden müessire gidiş” olarak tartışılmış ve isimlendirilmiştir.
1.2. Aşkın sonu selamettir. Meyvesi sevgi ve saygıdır.
1.2.1. Öbür türlüsü; “fetiş/saplantı” veya aldanıştır.
1.3. “Cennetin annelerin ayakları altında olması” vakıası anne-evlat ilişkilerini düzenlediği kadar karı-koca ilişkileri için de perspektif sağlar.
1.3.1. Evlilik müessesinde “bir hayırlı evlat” dünyaya getirilirse cennetin anahtarını da eşler birbirlerine sunmuş demektir. Zannımca Müslümanca hayatın mutluluk göstergelerinden bir ve en önemlisi de budur.
1.3.1. Kadın evleneceği erkekten, “cenneti hak edecek niteliklere” sahip olmasını beklemelidir.
1.3.2. Erkek de kadından “cennetin değerlerini koruyarak sürdürecek” muttaki bir birey olmasını beklemelidir.
1.3.2.1. Bu dünyanın mutlu müslüman kodu; doğru konumlandırılmış ibadetlerin yerine getirilmesindedir.
1.3.2.2. İbadetlerin en güzeli, kendisinden daha mükemmeli düşünülemeyen tek varlık Allah için olanıdır. O’na layık olmaya adanmış, O’nun rızasını kazandıracak, yüz akı eserler üretmektir.
2. Doğrunun peşinde yürüme azmi ve istikrarı zorları kolay, engelleri yol, savaşları barış eder. Kini merhamete, yasakçılığı özgürlüğe, hastalığı sağlığa dönüştüren sihirli güç ilim ve aşkıdır.
2.1. Öğretmenlikten müteahhitliğe doktorluktan mühendisliğe tüm meslekler için uzmanlık/yeterlik o alanda iş görmek için ilk şarttır.
2.1.1. Uzmanlıkla aktarılan bilgi/beceri hem hukuksallık hem ahlakilik barındırmalıdır. Bunun sonucu; zincirleme iyilik halkasıdır.
2.1.1.1. Hukuk tavsiye etmez. Maddi yaptırım uygular.
2.1.1.2. Ahlaki olan Rasulullah’ın rol modelliğini idrak etmektir.
2.1.1.2.1. Söz gelimi müteahhit, mühendis, mimar ve inşaat işçisinin yaptığı evde ilerde oturacak sakinlerin yaptığı hayırlardan kendisi için öte dünyada da nasibi olacağının idraki parayla ölçülemez niteliktedir.
2.1.1.2.2. Bir başka deyişle vakıa, “usulsüz yapılan binadan” sadır olacak kötülüklerden yapımda dahli olan herkesin ahlaki anlamda sorumlu olmasıdır.
2.1.1.2.3. Öğretmen için, öğrencilerini hak ve hakikate ulaştırma yolunda gösterilen çaba, akıtılan alın/akıl teri kutsaldır. Örnekler her meslek için çoğaltılabilir.
2.2. “Yaptığın işi sevgiyle yapmak” veya “sevgiyle yapılacak bir iş seçmek” gerçekleşmeden uzmanlık da yerine getirilemez.
2.3. Sonlu varlıkların sonsuz kudret, ilim, lütuf sahibi Tanrı’sına sunabilecekleri en güzel hediyelerden biri bu çerçeve içinde yaşanan ve yaşatılan bir hayat değil midir?
3. Kadîm zamanlardan ancak dostluk olur. Dostluğun özü de us’tur, gönül’dür.
4. Şüphesiz en doğrusunu ancak Allah bilir.
[1] Bilim ve dinin birlikte ele alındığında, “oksijen” örneğinin oynadığı rol için bakınız: Barış, Mustafa . “Bilim ve Din Birliktelikleri”. Kader 20 / 2 (Aralık 2022): 795-800.