Sadece Bir Sır


Yazar: Tarık Akçay

Yavaştan bir yerlerim yanıyor. Kulağım kıpkırmızı olmuş yanaklarım al al. Yalnızca utanan bir mahlukun halleri değildir bunlar. Nedenini çok iyi biliyorum çünkü sorulmaz insana bütün bunlar. Ahvalı belli eder her şeyi. Olağan mı? Olağanüstü mü? Kendimi bıraksam olduğum yere yığılabilirim. Peki neydi bu? Adını koymak elbette zor. Bir tutacak arıyorum. Aceb teselli edilirseniz geçer mi? Sanmam. Hiddet ve hararet içinde bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Bir yanda gönül kırmak diğer yanda haklılık. Anlayacağınız bir tartışmanın tam ortasındayım. Fikirler karşı karşıya geliyor, selamlaşıyor hatta oturup çay bile içiyorlar. Zaten böyle olması gerekmez mi? Bazen de bir mağlubun hüznüyle bakıyorlar gözlerime. Ne galip gelmeye ne de  mağlup olamaya gönlüm razı. Bu alçak ikirciliklerden hemen kurtuluyorum. Sakince duruluyorum sonra kendime gelerek: Hayır, hakikate sahip değilim diye haykırıyorum. Kim sahip bilemiyorum. Yakınlık ve uzaklık sadece. Doğrusu o da değil. Yol olmak, yoluna revan olmak derler işte!  Daha dün düşündüm bunları, es geçme sakın.  Hakikatin peşinden gitme arzusu. Yeni doğanın doğmuş olana varışı. Yavruların analarının peşi sıra yürümesi gibi. Düşünmeli bunları. Nerde o yüksek kültürdeki insanlar. Orda ben. Ardlarına düşüyorum. Şuan ya da geçmişte. Ne farkeder ben vazife bilmişim ya bunu. O yeter.

Dile gelmiyor, gelmek istemiyor çoğu şey. Birden aklıma geliyor sadece kafamın içinde saklı o güzel şeyler. Suskun, garip, kederli şeyler. Sahici, cesur, somurtkan şeyler. Tırtıllar vardır ya hani. Kelebek şeklinde meydana gelirler. Can atarlar güzellik duymak ve katmak için. Sonra yitip giderler başka yerlere. Alemler çoktur. Herkes gözü yolda bekler o uçuşan şeyi.  Tıpkı onun gibi varmak istiyor o güzel hazineler. Ama varamıyorlar söze. Diyorum ki senin yerin ora kardeş, çıkma dışarı. Kafam allak bullak ama dönüp dolaşıp bir noktaya geliyoruz farkında mısın? ” İlim kendin bilmek” ” Kendini bilen rabbini bilir” ” ilim bir nokta onu cahiller çoğalttı.”

Burdayım ve henüz gitmedim. Burdayım ve gitmeyeceğim. Sahici şeylerle uğraşmalıyız azizim. Ne dalkavukluk ederiz ne krallıktır isteğimiz. Bildin  her köşe başı bunlarla dolu. Bir dalkavuk mu gördün. Hiç şaşmaz yanıbaşında bir şah. Bir şah mı gördün. Dibinde biter bir keriz. Nerde kale nerde at? Nerde o güzel yüzlü fil? Biz piyon muyuz be arkadaş?

Gel bir söze varalım seninle. Razı gelmemeye razı gelmeye  ant içmek üzere…

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s