Münacaat


Yazar: Mustafa Barış

“Kullarım, Sana Benden Sorarsa de ki: Ben Yakınım. Dua Eden, Bana Dua Ettiği Zaman Onun Duasına Karşılık Veririm. O Halde, Onlar da Benim Davetime Koşsunlar ve Bana Hakkıyla İman Etsinler ki, Doğru Yola Gidebilsinler.”[1]

Savaşlarda sırtın dağa mı, denize mi dayanması gerektiği belirsizlikleriyle dolu hem ülke hem tüm dünya coğrafyası. Coğrafyanın insana dayattıkları var. Zamanın, seçenek sunumunda eli sıkı olmadığı güneş doğumları ve batımları için çalışmalı. Yoksa ancak ve ancak o zaman mı, tek kurşun atmadan barış sağlanır? “Kurşun atılırsa”, “canda heves kaldıysa” zaten, barış denir mi her sonuca? Medeniyet muradının tezleri ve sonuçları çeşit çeşit olsa, korkak ve şahin ekstremliklerinde doğan. Bi kere gelicen dünyaya, adam gibi yaşa!

İyi ile kötü, Cibril ile iblis. Gece ve gündüz. Erkek ve dişi. Özgür ve köle. Herkes ve ben! İkna olsan; sen-ben ve diğerleri diyelim! Ben de… İkimiz de günahkârız. Üçümüz de, hepimiz de olsak değişmeyecek!

“Yerim dolmaz!” demedim, sen de deme, terazisi şaşmayan O’nun (c.c) kıymet verdiği kadarız! Adaletli olmak insan harcı değilmiş. Olmaya çalışmadan da bunu bilemez insan. Galiba bir hayat çelişkisi çözdüm 🙂 İnsan kendini, kendininkini bildiği kadar hem kendi oluyor hem huzurlu! Başkasının olana dokunma yeter!

Kelimelerden yuva yapmaya kalkışsam, kirlenmemişini bulamıyorum. Zaten gerekli mi, onu da bilmiyorum. Sonsuzluğa yaslanıp, karmaşık sorular çözmeye yeltensem günahlarıma kefaret olarak kabul eder misin? Kızma, darılma bana! Selam ile, rızam ve rızan ile çağır beni son nefeste Yüce Allah’ım!

SON

Nisan, 2022

Ankara


[1] el-Bakara 2/186.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s