Yorumlu/yorum III


Yazar: Mustafa Barış

1.    Anlamlı Yaşam ve Mutlu-Ahlaklı Yaşam

Kur’an’da, aklı hatalı kullanmak değil, aklı atıl bırakmak yani kullanmamak eleştiri konusudur. Bu gerçeklikten, Allah’ın koruma kalkanının Allah’a, vahyine güvenmek ve aklilikten, usu doğru kullanmaktan geçtiğini çıkarsamak yanlış olmaz.

Hayatın anlamı ya da hayat içindeki anlamlılıkların neler olduğu, “aklı doğru kullanma yolunda bir eğitim” olarak en kısa şekilde tanımlanan felsefenin araştırma konuları arasına girer. Hayatın anlamı karşısında bazıları şu sorulara yer vermiyor değildir:

  • Sen neden bahsediyorsun?
  • Hayatın anlamı da neymiş?
  • Hayat, gerçekten, anlamlı mıdır?

Burada temel nokta ise hayatı “anlamlı yapan şeyler” ile hayatı “mutlu yapanlar”ın farklı olduklarıdır.[1]

Hayatı mutlu ve ahlaklı edecekler her neyseler, ilahi ve beşeri “koruma”, “güvence” olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Kur’an’dan çıkarsadığımız, doğru uslamlamalar yapmaktan “İlahi koruma” alanının doğacağıdır.[2] Beşeri düzlemde, başlangıçtan medeniyetimize serüvenimizde bizi “hayatta tutan” aklımız, sorunların ilim temelli çözümü bir “güven alanı” yaratmaktadır.

“Anlamlı hayat” sayesinde fert bizzat yaşadığı ve akışına katıldığı bir hayatı yaşar. Bu hayat, ferdî ve toplumsal düzlemde yüksek ahlaki değerleri; doğru değerli bir hale getirmeye dayalı, gerekçelendirilmiş bir hayattır. Çatışmaya değil, farklılaşmaya dayanır. En zengin anlayışın farklılıkların beraberce kavranmasından doğacağını ilke edinen bir hayattır. Sonuçta da insanın ihtiyaçlarının tutarlı olarak karşılandığı bir hayat olarak karşımıza çıkar.[3]

Kısaca hayatın anlamı, hayatta kalabilmektedir. Buradan, “her şeye rağmen hayatta kalmak” değil, hayatta kalmanın anlamlılığına eklenmesi gereken değerlerin ne olduğu tartışması doğar. Bu değerlerin belirlenmesinden sonra akıl, mal her şey ile bu uğurda çaba göstermek gerekir. Bu bağlamda, yaşamı, mutlu ve ahlaklı yapan, “çatışmak” değildir. Bilakis, “farklılaşmaya” dayanan özgürlükler içinde yaşanacak bir dünya yaratmak için çalışmaktır.

2.    Dil, Vatan, Dünya

Vakıanın İslam, Türkiye ve Türkçe bağlamındaki yerini ortaya koymak gerekir. Kur’an’ın Arapça olmasından doğan Arapça öğrenim zorunluluğu, dinin doğasının tam anlaşılması veya dinde ilim/rusuh/derinlik sahibi olmak için gereklidir. Fakat, söz gelimi anadili Arapça olmayanlar için, öncelik ana dilini iyi bilmekle başlar. Bu bağlamda, “dînî ilk başvuru kaynağı” olarak Kur’an’ı nitelendirmek gerekir. Vakıanın bu boyutunda, her millete, nesillere kutsal kitabımızın anlatılmasında ve aktarılmasında düşen görevin altı çizilmektedir. Bir millete en büyük katkıyı yapanlar, şüphesiz, o milletin diline en çok katkı yapan şahıslardır. Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Haşim, Memduh Şevket Esendal, Kemal Tahir, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve daha niceleri. Örnekler, Türkçe açısından, çoğaltılabilir. Özgün Türkçe kullanımı sayesinde, İslam’ın Hz. Adem (a.s.)’e ve Hz. İbrahim (a.s)’e dayanan “inancın önderleri ve güzel örneklikler” anlayışını, önceki nesillerden aldığımız gibi sonraki nesillere “farklılıklar içinde birleşerek” iletebilmek en büyük Müslüman muvaffakiyetidir. İslam’ın da şiarlarındandır.

Neticede; dini bilmek için Arapça’nın, (b)ilim yapmak için İngilizce’nin ve kendimizi yaşatmak için Türkçemizin fevkalade talimine ihtiyaç vardır.

3.    Türkçemiz

… Muhtelif soy unsurlarının uzun bir tarihi ve “başkalaşmaları” içinde ve birçok ruhî ve sosyal yumruğu altında yoğrulup Türk ekseriyetinin kanı, inancı ve kültürü ile kaynaşmasından hasıl olan ve ülke hudutları Lozan Antlaşmasıyla çizilen bugünkü Türk milletinin bir tek dili vardır. Her büyük milletin dili gibi iç ve dış mantığının icaplarına göre yavaş ve fakat devamlı bir tekamül süzgecinden geçerek süzüle süzüle bugünkü berraklığını bulan memleket dili Türkçemizdir. Ve dahası Türkçemiz;

a. Sayısız kalem ve fikir sahibi nesillerin asırlar içinde göz nuru dökerek karınca sabrıyla işlenip şimdiki inceliğe erişen atalar mirasıdır.

b.  Çatısı ve yapısı itibariyle dünyanın en modern, ahengi ve edası itibariyle en şirin, sadâsı ve telaffuzu itibariyle dünyanın en hoş ve tatlı dillerinden biri olan güzel dilimizdir.

c.  Milli kütüphanemizi dolduran ve bugünlerimizi dünlerimizin asaletine bağlayan, ilmî ve edebi sayısız kitapların ve kitabelerin sessiz ve mukaddes dilidir.

d.  Her kelimesinde asil bir milletin en az bin yıllık bir tarihinin biriktirdiği mana ve hatıralar saklı bulunan, lisan şekline girmiş milli ruhumuz, hararet ve heyecan ocağımız, ana baba dilimizdir.

e. Çocuklarımızın evde ana-babalarıyla, okul koridorlarında hocalarıyla, herkesin sokakta, pazarda, iş yerinde ve ahbaplık ederken birbiriyle konuşup anlaştığı millet malı ve âmme kamu mirasıdır.[4]

4. Estetik

Güzellik; yapılan iş, ortaya konulan eser niteliğidir. Her insana, hayvana, diğer canlılara, tüm doğaya özü itibariyle “güzel” denir. Fakat insan, az eğitimli olabilir. Heyelan bölgesi; üzerine ev, yanına yol yapıldığı için tehlikelidir, kötüdür, çirkindir. Her hayvan da, bir incelik, güzellik, işlevsellik taşır. Ama insanlar tarafından yanlış yerde kullanılırsa, bu o hayvanı değil, insan davranışını ahlaken kötü ve estetik olarak çirkin yapar. Edimlere ve eserlere güzellik katabilme ailede başlayan, okullardaki eğitim ve öğretim ile devam eden süreçlerle mümkündür. Sosyal hayatta kanunlar ve gelenekler ile müesses olan nizam da estetik farkındalıklar ile güncellenmeye muhtaçtır. Bu bağlamda özü itibariyle dinin yorumları; doğru, hayırlı ve istikamette olmalarını, nezaket, tolerans, yerli yerinde olma ile ilişkilerine borçludur.

5. “İşin Yarısı Üzerine”

O yazıyı (Yorumlu/yorum II), insanlara sunulacak fırsat eşitliği bağlamı ve sorumluluğunda, yeraltı kaynaklarının kullanımında gelecek nesillerin, doğmamışların hakkı olduğu bir tüketim modeli olarak okumak makuliyet dahilinde değil midir?

6. Dile Benden Dense!

Bir konu ve onun şerhine hakim olmayı, canlıların hayır ve içten duasını almayı, kimsenin ahını ve bedduasını almamayı, insanların kalbine bir nebze de dokunabilmeyi yeğlerdim, yeğlemeye çalışacağım. Bu ve diğer güzelliklerin dünyaya, bir ülkeye veya bir kente hakim olmak kadar değerli olduklarını anlamayı ve anlatmayı dilerim.

İnsanlığın, “anahtar değerler” olarak nelerini kaybettiğinin dahi farkında olmadığı bir çağda yaşamakmış bize düşen. Bu değerlerin nerelerde bulunabileceği, onlara ulaşmanın yaygın imkanlılığına yani “teknik” olarak her yerin aydınlatılabilmesine rağmen, galiba, insanlık tarihinde bu zamanlardan daha güç olmadı. Onca çaba(m) ve “yardıma” rağmen hala cehalet yeterince aşılamamış gibidir. Herkes “kaybetmemiştir” veya “bulmuştur” da, ben yanılıyorumdur. Bireysel düzlemde Allah’a hesabı verilebilir bir dünya yaşamayı ve içtimai hayatta, insanların yeryüzünde önce adalet, onun üzerine kurulu bir merhamet medeniyetine ulaşmalarını dilerim.

7. Son Söz: “Yorumsuz”

“Bir yazar kitabının Önsöz’ünde şöyle yazar: “Bu kitapta söylediğim her şeye yürekten inanıyorum. Ancak o kadar çok şey söyledim ki kitabımda elbette bir hata olması da kaçınılmazdır.” Yazar diyelim ki 100 tümce sarf etmiş. Açıklamalardan yola çıkarsak, bu tümcelerin hepsine teker teker inanıyor, ancak tümcelerin hepsinin “ve” bağlacıyla birleşmesiyle oluşacak önermeye (veleme) inanmıyor. Bunu bir argüman halinde ortaya koyarsak:

P1

P2

P3

,

.

.

.

P100

_________________

∴ P1 ve P2 ve P3 ve …… P100

Yukarıdaki argüman geçerlidir. Yazar bunun farkında olarak yine de bütün öncüllerle inanıp argümanın sonucunu reddediyor. Şimdi bu yazar irrasyonel mi? Hatasının olabileceğini kabul etmesinden dolayı açık kafalı ve dogmatik olmayan bir insan demez miyiz böyle insanlara? Böylesi tavırlar genellikle entelektüel olarak değer verdiğimiz tavırlar değil midir?”[5]


[1] Ayrıntı ve geniş tartışma için bkz. Thaddeus Metz, “The Meaning of Life”, https://plato.stanford.edu/entries/life-meaning/

[2] Yunus 10/100.

[3] Ahmet Nedim Serinsu, Kur’an Nedir? (İstanbul: Şule Yayınları, 2012), 48.

[4] Ali Fuat Başgil, Din Ve Laiklik (İstanbul: Yağmur Yayınevi, 1962), 13-14.

[5] İlhan İnan, “İnsan Ussalığının Sınırları”, Felsefe Tartışmaları 23. Kitap/ (1998), 17-18.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s