PEYGAMBERLİK ve Hz. PEYGAMBER (sav) TASAVVURUMUZ


Yazar: Gürbüz Deniz

Giriş

A-Temel Esaslar

Allah’ın peygamber göndermesi, peygamberlerin insan hayatında etkin bir şekilde yer almış olmaları, nübüvvetin insanlık için gerekli olduğuna işarettir. Haşa Allah gereksiz iş yapmaz.

İslam metafiziğinde nübüvvet; aklen mümkün, Allah’ın hikmeti açısından vacip kabul edilmiştir.

Nübüvvetin esası; ğaybtan haber vermek ve örnek hayat yaşamayı imkân haline getirmektir.

Akılla nübüvvetin bazı bildirdiklerine ulaşmak mümkün ancak zorunlu değildir. Eşari böyle der.  Mutezile ve Maturidilik ise “Allah’ın varlığına akılla ulaşmak zorunludur” derler.

Peygamberlerin Allah adına Kutsal kitaplar vasıtasıyla yaptıkları teklifleri, tek bir insanın veya insan grubunun akıl ve yetenekleriyle teşekkül ettirmelerinin mümkün olmaması, peygamberliğin insanlık için ulvî bir makam ve anlamlandırma olduğunu gösterir.

Usve-i hasene/güzel örneklik için Peygamberin insan olması zorunludur. Aksi halde onu örnek almak mümkün olmaz.

İslâm’ın Peygamber’in Şahsında Mucize Olmasının Anlamı

a.Vahyin insan aklına uygun olması ve tabiatına ya da yeteneklerine uygun teklifler sunması,

b.Hz. Peygamberin vahyin bildirdiklerini bütün yönleriyle yaşama pratiği olarak hayatıyla gerçekleştirmesi. Bu durum, İslâm vahyinin gerçeklikten kopuk, ütopik olmadığını gösterir.

İdeolojiler, dünya görüşleri bir meselede çok iyi açıklamalar yapabilirler. Ancak açıklamaları varlığın ve hayatın bütün alanlarını kapsayıcı olmadığı gibi bu açıklamaları bir şahsın tek başına hayatında gerçekleştiren temsilcileri/örnekleri de yoktur.

Hz. Peygamberin Peygamberliğinin İspatı

a.Kur’an ve ona uygun şekilde yaşadığı hayat en önemli kanıttır. ‘Başkasına buyurayım ama ben yaşamayayım’ çelişkisine asla düşmemiştir.

b.“Kırk yıl içinizde yaşadım, böylesine vahye benzer şeyler söyledim mi”.? ‘Ey müşrikler az da olsa akletmez misiniz?’ diyerek nübüvvetin kendi şahsi kazanımı olmadığını Kur’an diliyle ifade etmiştir.

c.“De”, “oku” benzeri hitaplardan vahyin ona ait olmadığının anlaşılması ve kendisinin Kur’an’da eleştirilmesi ve bunu gizlemeyi asla düşünmemesi.

d.Ebu Leheb Olayı: Bu mel’un, Tebbet suresi nazil olduktan sonra yaklaşık on yıl daha yaşadı ve Müslüman olmadı. O kadar düşman olduğu yeğenini yalancı çıkarmak için bile yalandan Müslüman olmadı, olamadı. Bu anlatımın kaynağı Allah’tır. Ancak ontolojik konumu hakkında çıkan dedikodulara rağmen olay bu cephesiyle göründüğünde/anlaşıldığında ne kadar beşer üstü bir anlatım olduğu ortaya çıkmaktadır.

B-Örnekliğin Esasları

Hz. Peygamberi anlatan Mekki âyetler, onun şahsında Müslümanların gönlünde ve zihninde, Müslüman zihniyet ve varoluşsal güven (iman) oluşturmaktadır. Buna Müslümanca duruş ve bakış demekteyiz.

Hz. Peygamberi anlatan Medenî âyetler, Müslüman zihniyetini devam ettirmekle beraber yaşama/hayat pratiği imar etmektedir. Bunlardan biri eksik olduğunda diğeri anlam kaybına uğruyor.

Bu iki bakımdan yani Müslüman zihniyeti ve bu zihniyete uygun yaşama noktasında meseleye baktığımızda, biz ona yani peygambere benzemeye çalışırız. Ancak onun da bize benzemesi/bizden olması lazımdır ki, onu örnek alabilelim.

Bizim peygambere peygamberin de bize benzerliğinin/örnekliğinin imkânı Hz. Peygamber’in hayatında kısaca şöyle tezahür etmiştir:

O; seven, sevinen, sevilen, üzülen, kaygıları olan, ümitlenen, geleceği hakkında palanlar yapan, rızkını temin için çalışan, ev geçindiren, ibadet eden, Allah’ın Kitabını behemahal okuyan beşer bir Resul olmuştur.

O’nu kendisine vahyedilen Kitab’a bakarak anladığımızda, onun insan olma sınırının zirvesinde bir beşer olduğunu görmekteyiz. “Şüphesiz ki sen yüce bir ahlak üzeresin” “Onun ahlakı Kur’an idi.” İlahî emri ve yakın arkadaşının şehadeti böyledir ve o da öyleydi.

Onu (sav) örnek almak mümkün, o örnek alınmayacak bir davranışını bize tavsiye etmemiştir. Bu zaviyeden mesele ele alınıp örneklenince, onun adına istismarların önüne geçilmiş olunur.

C-Hz. Muhammed (sav)’i Nasıl Öğrenebiliriz?

Birinci kaynağımız; Kur’an-ı Kerim’dir.

İkincisi; hadis külliyatıdır. Ve

Üçüncüsü; siyer ve diğer kitaplardır.

Bu mevzudaki birinci kaynağımız Kur’an-ı Kerim olmasaydı ya da Hz. Peygambere vahiy indirilmeseydi, hadis külliyatının ve siyer kitaplarının hiçbir anlamı olmazdı. Peygamberimizi anlamada yeter şart; Kur’an’ı bilmektir, diğer şartlar/anlatımlar kemal için gereklidir.

Öncelikle Kur’an’ın âyet bağlamıyla nüzul sırasını dikkate alarak Hz. Peygamberin hayatını anlayabiliriz. Bu anlama bize şunları kazandırır:

Hz. Peygamber, kendisine vahiy gelen bir beşerdir.

Ona Yüce Allah, Cebrail vasıtasıyla vahyetmiştir.

Hz. Peygamber beşer olma kabiliyetleri ile vahyi yaşamıştır.

D-  Hz Peygamberi (sav) Kur’an’a Göre Tanıdığımızda Şu İlkeler Öne Çıkmaktadır:

a-Dikkat Edilecek Konular

Hz. Peygamberin hayatı; vahiyle, vahye göre hayat sürmenin bir beşer için imkan pratiğini örnekler. Aksi halde vahiy kendisiyle yaşanamaz bir metin ya da teklifleri içeren bir hayal ürünü olurdu.

Hz. Peygamber tarih içindene yazık ki, insanüstü, yarı tanrı konumlara çıkarılmıştır. Bunun önemli nedenlerinden biri; Müslümanlar başka milletlerle karşılaştıklarında onların mitolojik kahramanlarına Hz. Peygamberi benzetme heveskârlıklarına düşmüş olmalarıdır. Bu da Hz. Peygamberi örnek alınmaz bir şahsiyet haline getirmiştir. Bu gibi sorunlarla karşılaşıldığında Kur’an’ın ve sahih sünnetin anlattığı peygambere ittiba etmemiz, uymamız zorunluluk arz eder.

Yarı tanrı haline getirilen Hz. Peygamber; zaman zaman bazıları tarafından istismar edilerek Müslümanların sömürülmesine aracı kılınmıştır. Şöyle ki, beşer üstü nitelikler Hz. Peygambere atfedilmiş ve müminlerin bu beşer üstü niteliklere ulaşmaları -tabiatları gereği- mümkün olmadığından, istismarcılar bu niteliklere kendilerinin sahip olduklarını iddia ederek insanları kutsallık üzerinden sömürmüşlerdir.

b-Peygamberî hayatın örneklikleri:

  1. Hz. Peygamber; beşer üstü bir varlık değildir. Ancak beşeri yeteneklerini en üst düzeyde fiili hale getirmiştir. Bu üst düzey fiiliyat; 1’e 10 gibidir.
  2. Hz. Peygamber hiçbir zaman cehdinin, gayretinin dışında Allah’tan bir şey istememiştir. Gücünün yetmediği zamanlar Rabbine niyazda bulunmuştur. “Rabbim beni affet, gücüm yetmiyor, bana ancak Sen yardım edebilirsin” şekline dua etmiştir.
  3. Sebeplere ittibayı/uymayı hayatının esası kılmıştır. Olağanüstü beklentilere girmemiştir.
  4. Hz. Peygamber; okuyan, düşünen, ibadet eden ve bunlardan güç alarak güçlüklerin üstesinden gelmeye çalışan bir Nebî-yi muhteremdir. “Gece oku gündüz meşgulsün.”
  5. Hz. Peygamberin Vahye Karşı Tavrı Şu Şekildedir:
    • Onu aldığı gibi tebliğ etmiştir. Bu onun bu meselede ismet sahibi olmasının bir gereğidir.
    • Aleyhine de olsa asla ve kat’a vahyi gizlememiştir. Abese, Zeyd-Zeynep ve Bedir’de esirler meselesi bunun önemli örnekleridir.
  6. Kur’an’dan anladığımız kadarıyla Hz Peygamber; bazen başkalarının söz, fiil ve hayatlarından etkilenmiş, ancak Kur’an’ı okuyup anlayarak bu sıkıntılardan yani öykünmelerden kurtulmuştur. Zenginlik, makam, yakışıklılık, güzel söz söyleme gibi durumları Kur’an bu meseleyle ilgili olarak çokça söz konusu etmektedir.
  7. Hz. Peygamberin en büyük mucizesi Kur’an’dır. Yani Kur’an’ın insanlığa sunduğu tekliflerinin evrenselliğidir. Bunun dışında İsra olayında olduğu gibi şahsına münhasır yardımlar da görmüştür. Ancak anlatıldığı gibi hayatı mucizelerle dolu bir insan değildir. Öyle olsaydı hayatında zorluklar yaşamaması gerekirdi. Halbuki hem Mekke ve hem de Medine’de dünyevî olarak çokça sıkıntılar yaşamıştır.“Ğaybı bilseydim bana hiçbir kötülük dokunamazdı.”
  8. Hz. Peygamber ancak Allah bildirirse ğaybı bilir. Yoksa peygamberlik özelliği olmadan hiç kimse ğaybı bilmez. “Ğaybı Allah’ın bildirdiğinden başkası bilmez.” İfk olayı, savaş esirlerini serbest bırakma gibi örnekler bunun kanıtıdır. Hele ifk olayında çok ağır sıkıntılar yaşamasına rağmen zahir olan malumatın dışında bir şey yapmamıştır. Ta ki, vahiyle Hz. Aişe validemizin masumiyeti tescilleninceye kadar… Kıyametin alametlerinin birileri tarafından çokça gündem yapılması ve Kur’an’ın tavrı çok net olmasına rağmen bu ğaybî mesele her zaman Hz. Peygamber üzerinden istismar konusu yapılmıştır.
  9. Hz. Peygamberin “Âlemlere Rahmet olarak gönderilmesi”nin anlamı: Kur’an’ın evrensel olması; getirdiği tekliflerin var olan her şeyi anlamlandırma imkanına sahip olmasıdır. Ayrıca insanı korkularına karşı güvenceye alması, güven vermesi İslam’ın Kitabı’nın tekliflerinin özüdür. Bu özü, Hz. Peygamber söz ve fiilleri ile gerçekleştirmiştir.
  10. Hz. Peygamberin âile hayatı; bazen güllük gülistanlık, bazen de her beşerin bir şekilde muhatap olduğu beşeri sıkıntıların merkezi gibidir. Böylece ailevî sorunlarımızı nasıl çözeceğimizin örnekliğini de bize öğretmiş olmaktadır. Yine Hz. Peygamberin beşer olması dolayısıyla her beşerin muhatap olacağı sıkıntılara muhatap olmasının tabiiliğini onun hayatında görmekteyiz.
  11. Sahabe Hz. Peygamber ilişkisi nasıldır? Bu mevzuya; vahye karşı tavırları ve Hz. Peygamberin bizatihi görüşlerine karşı tavırları olarak iki şekilde bakabiliriz.
    1. Bedir Savaşı’nda konumlanan yerin tartışılması ve o yerin değiştirilmesi (sahabe görüşü,)
    2. Hudeybiye Musalahası’nda sahabenin hoşuna gitmese de o antlaşma şartlarına uymaları (vahyin tayini)
    3. Uhud Savaşı, Hz. Peygamberin kanaati şehirde kalmak olsa da gençlerin ve çoğunluğun görüşüne uyması, (İstişare Neticesi) Vahyin doğrudan tayinin olmadığı meselelerde sahabe görüş belirtmiş ve Hz. Peygamber sonu yenilgi olsa da ona uymuştur.
    4. Huneyn’de Müslümanların çokluklarına güvenip Allah’a güvenlerinde zaaf göstermelerinin neticesi. (Kibir ve Yenilgi)
  12. Hz. Peygamber çok sabırlı bir insan olarak kendisini öldürmeye gelenlere -bile- dua etmiştir. Yeniden tebliğ yapabilmek için… Kızgınlığını/öfkesini yutmuştur. Emr olunduğu gibi dosdoğru yaşamıştır. Riyâ ve riyakârı sevmemiştir.
  13. İstişareye özel önem vermiştir, konuşanı sonuna kadar dinlemiş ve çoğunluğun fikrine uymuştur. Özellikle de gençlerin fikirlerine.  Akılları birbirine bağlayarak büyük aklın görebildiğini keşf etmiştir.
  14. Fesahatle konuşmuştur. Ancak onun sözleri ile Kur’an’ı mukayese etmek abesle iştigaldir. Kur’an’ı iyi bilen bir mümin bu tefriki rahatlıkla yapabilir.
  15. Cahiliye döneminde çokça itilen hor görülen; mazlum, mağdur, kimsesiz, çocuk ve özellikle de kız çocuklarına ve kadınlara özel ihtimam göstermiştir. Zeyd’in Hz. Peygamberi anne ve babasına tercih etmesi.  Hz. Peygamberin kızı Fatıma’ya gösterdiği muhteşem insanî tavırları kayıtlarımızda mevcuttur.
  16. Şahsiyetinde kibre benzer bir emare gözlenmemiştir. Mütevazi ve kanaatkâr olmuştur. Kul hakkına riayet etmiştir. Akrabaya bahusus itina göstermiştir.
  17. Hz. Peygamber fıtratı temiz, anlayışı güçlü, asla ihanet etmeyen, hevesleri olsa da onları vahiy doğrultusunda düzelten bir beşer-resul örnekliğini ortaya koymuştur.
  18. Hz. Peygamber’e haset edenler çok olmuş. Bu sebeple onu itham etmiş, küçük düşürmek istemişlerdir. Ama o, hep iyilerin yanında olmuş, kötülerle arasına mesafe koymuştur. Hakikat karşısında kınayanın kınamasına itibar etmemiştir. Birisi iyilik yapmayınca, yapamayınca, yapanı gördüğünde ona kızar bağırır-çığırır. Kendi noksanlığını örtmek için. Neden? Çünkü onun güzel örnekliği; diğerinin kötülüklerine, sahtekârlıklarına er geç engel olacaktır.
  19. Evrensel düzeyde kendisini Hz. İbrahim’e atfetmiş (onun yolunda olduğunu ifade etmiş/İbrahim milleti olarak) kendisini onun üzerinden temellendirmiştir. Bu manada Musa’ya ve İsa’ya herhangi bir atıf yapmamıştır.
  20. Hz. Peygamber (sav):
    1. Kazandığından ve kendisine emanet edilenlerden fakire fukaraya hep vermiştir. Kendisi ihtiyaç sahibi olsa da vermekten kendisini alıkoymamıştır.
    2. Kendisine vahyedileni, kendi aleyhine de olsa tebliğ etmekten asla çekinmemiştir.
    3. Şahsiyetini, kişiliğini hep korumuştur. Tevazusu zillet değil hikmet ve azamettir. “Müslümanları bırakıp, kafirleri dost edinmemiştir.” “Müslümanlara karşı merhametli, kafirlere karşı haşin olmuştur.” Ancak savaşta bile, kinle hareket etmemiş, herkese adil davranmıştır. Yakasını çekiştirene de, amcasını vahşice öldürene de ve Yahudilerden kendisinden adalet talep edelere de adil davranmıştır.
  21. Allah’ın esmasını hayatının her aşamasında üzerinde tecelli ettirmiştir. Merhametli, ilim sahibi, kudretli, sabırlı vb. olmayı beşer olmanın üst sınırında hayatında tecrübe etmiştir.
  22. Müminlerin üzerine merhamet kanatlarını germiştir.
  23. Dua; Peygamberin kılavuzu olmuştur.

Duası davasıdır. “Duanız olmasaydı ne işe yarardınız.”

Zorlukları göğüslemiş, keyfiliğe sırtını dönmüştür.

İfrat ve tefrit değil orta yolu tutmuştur. “Ümmeten Vasata”. “Aşırılıklar zıddına döner.” Anlayışı hayatının ilkesi olmuştur.

24. Adab-ı Muaşeret Kurallarına uymuş, uymayanları ise Allah uyarmıştır. “Sen söylemekten utanırsın ama Allah bunları bildirmekten çekinmez.”

E-    Mekke ve Medine’de Hz. Peygambere tepkilerin ana sebepleri:

a- Müşriklere; onların değerli saydıkları şeylerin değersiz olduğunu söylemesi. Bunları onlara söylememe kompleksine asla girmemiştir. Bu konuda ceddi Hz. İbrahim gibi en yakın akrabasından başlamıştır.

b- Yahudilere; kitaplarını tahrif ettiklerini, Kur’an’ın sahih anlatımlarıyla hatırlatmıştır. Bu sebeple Yahudiler Hz. Peygambere ve Kur’an’a düşman kesilmişlerdir.

c- Hristiyanlara; dinlerini basitleştirdiklerini, Allah adına söylediklerinden samimi olmadıklarını hatırlatmıştır. “Onlar ruhbanlığı uydurdular, ona da uymadılar.”

d- Ortada olanlara; bu hayatın anlamsız olmadığını, bir gayesinin bulunduğunu ifade etmiştir. Yani her insan formundaki varlığa gayesini, hedefini hatırlatmıştır. Hedef göstermiştir.

Netice olarak duru fıtratını; kendisine kötülük yapanları gerekçe göstererek bozmamış ve elde ettiği başarılar onu bozup kibirli yapmamıştır.

Görsel kaynağı: Hat Sanatı Twitter’da: “Mahmûd Celâleddîn’e ait Celî Sülüs hattıyla “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” meâlindeki Kalem Sûresi 4.âyet. https://t.co/fyqBXhuljH” / Twitter

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s