Yazar: Selim Ur
Yalnız en ve boy vardır ve derinlik derler
Çıngıraklı bir yalan
Ağaçlar ne olacak
Sarmaşıklar da
Kuşlar ve arılar
Çiçekler peki, kokuları rengarenk
Balla yapışkan hava
Arıların kanatlarıyla
Gündüzün uğur geceyin ateş böceği
Hep başka
Bulutlar ve yamaçlar
Büklümlü dereler ve ihtiyar gölet
*
Ayağına dolanan
Her kediyi saymazsam eksik kalır
Gülünç bıyıkları ve kayıp yumakları
Sokak aşağı
Üzgün
Ezana duran köpekleri
*
Kadınlar ve kadın var ve sabahlıkları
Erkekler ve hoyratça sarılmaları yalnız
Büyüklüğü ne küçük
Yalanların eni ve boyu vardır derinliği yok
Ki
Hayal kırıklarıyla bir sürünür
Yalancı
*
Ama kardeşimin gülüşü pahalar ötesidir
Parmağını bozar çabucak
Barışır
Sevinçle taşar
Arkadaşım
*
Hem yemek sofrası
Hem anneler ve çorbaları
Hem anneler ve korkuları
Hem anneler ve hem mahcupça sofraya kıvrılışları
*
Mandalina kabuğu avucumda sıcacık
Ceplerime sığışmaz
Dilimde ekşi erikler dudağımda çekirdek tuzu
Kaygan patika ve dağın büyüsü
Heyecandan
*
Balıklarla iri yumurtalar alt alta
Dede tartımlı adımlarla yürür
Elindeki torbalar gizemli
Ayağına yapışan torunlardan bilirim
Şeker ve kurban bayramını
Derken dondurma bayramı gelip çatsa
Bayramlar üstüste çakışsa
Hem
Harçlıkları tükenmez dedenin
*
Günlerden düğün dernekse ve düğün alayı
Yol kesilecek zarflar boş çıksa dahi
Mühim değil
Çekilen halaylarla tespihleri bir arada gördüm
Parayla lokumu aynı mendilde
Kolye yahut bilezikler şıkır şıkır
Ses ve gürültünün uzamı vardır
Duaların yok mudur sandın
Tanrı bilir deme
*
Aşk aşka karşı durmazmış derler
Başı yukarıda
Kibir insanın çukurunu kazar, kıskançlık gene
Bilemem
Kaşağı’yı bitirmek mümkün müdür?
Parmaklarım tükendi,
*
Elini ödünç verecek misin? Ki sayabilelim
Sonsuza değin
Görsel kaynağı: https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/art/news/40-000-year-old-cave-paintings-include-oldest-hand-stencil-known-science-9783840.html