İslam Düşüncesine Giriş


6421İslam Düşüncesine Giriş, Burhanettin Tatar, Dem Yayınları, İstanbul 2009.

Prof. Dr. Burhanettin Tatar, On Dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalında öğretim üyeliği yapmaktadır. Çalışmalarındaki başlıca ilgi alanı hermenötik olan yazar, İslam Düşüncesine Giriş adlı kitabını da hermenötik kavramını merkeze alarak kaleme almıştır. Eser, uzunca bir “Giriş”ten sonra “İslam Düşüncesinin Hermenötik Yapısı”, “İslam Düşüncesinin Kuramsal Karakteri”, “İslam Düşüncesinin Bazı Varoluşsal-Estetik Kaygıları” olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir.

İslam Düşüncesine Giriş, Dem Yayınlarının “Giriş Kitaplığı” başlığı altında yayımlanan çalışmaları arasında yer almaktadır. Giriş kitaplarını, alan okumalarında düzey belirlemeye yardımcı olmaları açısından önemsiyorum. Son yıllarda ilahiyat alanındaki disiplinlere dair “giriş” kitaplarının artış göstermesi de sevindirici bir durum. Bu tarz kitapların, okuyucuya yol haritası sunmasının yanında, tecrübeli ilim adamlarının uzun yıllar içinde edindikleri izlenimlerin aktarımına vesile olması da işin bir başka güzel tarafı. Giriş kitaplarını kendi adıma hep şöyle hayal etmişimdir: Alanındaki saygın konumu herkes tarafından kabul edilen ilim adamı, masa başına oturur ve herhangi bir kaynak kullanımına ihtiyaç duymadan yıllar içinde biriktirdiklerini kendi öngördüğü sistematik içinde okuyucuya sunar. Hal böyle olduğunda bir ilim dalı hakkında ne kadar fazla “giriş” kitabı yazılırsa, okuyucu için o kadar iyi olur. Her şeyden önce Burhanettin Tatar’ın mevzubahis kitabını bu açıdan çok değerli buluyorum; ancak kitabın, bir “giriş” kitabında bulunması gereken belki de en temel özellik olan “başlangıç düzeyindekilere hitap edebilme” niteliğine sahip olmadığı kanaatindeyim. Öyle ki bir benzetme ile söyleyecek olursam kitap, İslam düşüncesine bir giriş olmaktan çok “artistik bir dalış” görünümündedir. Bu artistik dalışın, burgu ve salto değerleri ehlince bile zor tespit edilir. Bu nedenle kitabı, İslam düşüncesine dair temel okumaları yapmış olanların okumasını tavsiye edebiliriz.

Kitabın düzeyi hakkında söylediklerimizi gerekçelendirecek olursak, her şeyden önce kitabın, İslam düşüncesini sadece hermenötik perspektifinden ele alması, okuyucunun kitapta bulmayı ümit ettiği tartışma alanını epey daraltmaktadır. Başka bir tabirle kitabın hak ettiği adlandırma İslam Düşüncesine Giriş değil, İslam Düşüncesinin Hermenötik Açıdan Değerlendirilmesine Giriş olabilir. Kitabın içeriğindeki bu daralmaya ek olarak, yazarın anlatım tarzı da oldukça muğlaktır. Birçok sayfasında “daha açık olarak söylersek”, “daha kestirmeden söylersek” “daha açık bir ifadeyle” şeklinde tabirlerle karşılaşmak mümkündür. Bu durum okuyucuyu bir kat daha zorlamaktadır.

Kitabın içeriği hakkında uzunca bir değerlendirmeyi başka bir yazıya bırakarak söylemek isterim ki birçok iddiasına katılmamakla birlikte kitabın, hermenötik bakış açısının tanınması ve İslam düşüncesinin bu gözle okunması bakımından tavsiye edilebileceğini düşünüyorum. Her şey bir tarafa okuyucu, yazarın hayran bırakan çözümleme ve yorumlama kabiliyetini gördüğünde eminim kitabı okumaktan ötürü pişman olmayacaktır.

Tadımlık:

“İslam düşüncesini “tarihsel olarak tespit edilebilirlik” kategorisi içine sıkıştırmak, onu artık “düşünce” olmaktan çıkarıp “zaten düşünülmüş bir şey” durumuna indirgemektir.” S.11

“İnsan düşüncesi, her zaman farklı düşüncelerle diyaloğa girerek kendi kimliğini ve varlığını koruyabildiği için asla tamamlanamayan (kendi bütünlüğünü değişmez olarak koruyamayan) bir süreçtir.” S.14

“En büyük tecrübe, tecrübelerimizin farklı perspektifler içinde bütünüyle doğrulanamayacağını (yani kısmen veya büyük oranda yanlışlanabileceğini) fark etmekle oluşur.” S.25

“Kur’an’ın bir şekilde “tarihsel olarak belirlenmişliğini” onun “tarihsel şartlar tarafından belirlenmişliği” şeklinde ele almak yanlıştır.” S.30

“İslam düşüncesindeki “küfür” sorunu, teolojik anlamından sonra en fazla Kur’an’ın sembolik boyutuyla ilgilidir ve kimi yorum topluluklarının ya da bireylerin Kur’an’ın sembolik metin boyutunu kendi yorum tarzları içine sıkıştırarak diğer yorum tarzlarını dışlamalarından kaynaklanır.” S.44

“Tevhit inancının mantıksal bir uzantısı olan İslam’ın evrenselliği anlayışı, bu evrensellik (dolayısıyla tevhit) anlayışını sınırlayacak bir “öteki”ne ya da ötekini gerçek biçimde konumlandıracak harici bir mekan anlayışına izin vermemiştir.” S.61

 

One comment

  • Pek çok olumlu yanıyla birlikte, yazıda da belirtilen temel sebepler, genel anlamda bir “islam düşüncesine giriş” kitabı olarak düşünülmemesi gerekir, bu anlamda tavsiye edilebilecek bir el kitabı niteliğinde değil maalesef.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s