Teo Grünberg, Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme, YKY, İstanbul 2006.
Kitap Grünberg’in 1963 yılının yazında hazırladığı doktora tezinin gözden geçirilmiş baskısıdır. Yapı Kredi Yayınları’nın Cogito serisinden çıkmıştır. Giriş, üç bölüm, notlar, biblografya ve “özel sözlük” olmak üzere 383 sayfadır. Ayrıca Doç. Dr. Hüseyin Batuhan’ın önsözüyle meraklısına sunulmuştur.
Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme akademik bir çalışma olmasına rağmen sade bir Türkçe ile yazılmıştır. Metni zorlu kılan; tanımlamaların ve akıl yürütmelerin yoğun bir şekilde kendini göstermesidir. Bu nedenle okuyucu için oldukça fazla dikkat gerektiren bir çalışmadır. Hüseyin Batuhan’ın deyimiyle, “eser biri dipnotlarla olmak üzere en az üç kere okunmalıdır”. Yazarın mantık birikimini cümlelerinin açıklığı-seçikliği ve kitabın kurgusunda görmek mümkündür. Her bir başlık altında konuyla ilgili kavramın tanımlamasının yapılması ve neredeyse argümansız/kanıtsız tek bir iddianın olmaması bunun açık bir göstergesidir.
Kitabın ana konusu olan anlam, ontolojik temel/kaynak varsaymaksızın dilsel bağlam içinde ele alınır. Yazara göre zaten felsefenin temel amacı: “Anlamı ontolojik ön kabullerden arındırıp kendinden delilli hale getirmektir.” Bu nedenle yazar mantıkçı pozitivistlerin ön kabulü olan metafizik önermelerin anlamsızlığını/fonksiyonsuzluğunu ispatlama peşindedir. Bu nedenle anlamı dilin sınırları içinde açıklama yolunu tutar.
Bir şeyin anlamından bahsetmek ve kendinden delilli hale getirmek onu dil sınırları (pragmatik, semantik ve sentaks) içinde tanımlamaktır. Grünberg bunu, ‘anlamın ilkel sınırlarını tespit etmek’ olarak açıklar. Ayrıca ilkel sınırlar, sadece nesnesini gösteren kategorematik ifadelerle belirlenir. Buna göre anlam, kategorematik ve sinkategorematik ifadelerde ortaya çıkar. Kategorematik ifadeler, dış dünyada nesnesini gösteren önermeler, tekil ve genel terimlerden oluşur. Sinkategorematik ifadeler ise herhangi bir nesneyi göstermez. Bir teorinin ilkel terimleri kategorematik olarak tanımlanması onların kendinden delilli olduklarını gösterir. Bu şekilde tanımlanmış kavramlarla kurulan sistemlerin sadece tutarlılıklarına bakılır. Bir teori kendi içinde tutarlı ise yasaya uygun demektir.
Analitik gelenek içinde kavramlar mantığı geliştirmenin bir ürünü olan Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme, anlamın ontolojisinden ziyade, ifade edilenin anlamı üzerinden fenomenolojik/görüngü bilimsel bir tahlil sunar. Bu nedenle anlamın kaynağı ve amacı ile ilgili problemleri görmezden gelen bir niteliğe sahiptir.
“mantıkçı pozitivistlerin önkabulü” ifaden incelikli bir eleştiri olarak göze çarpıyor Muhammed, tebrik ederim.
aslında herkese göre anlamın kaynağı ve bir amacı var. hal böyleyken bunun göz ardı edilerek sadece tutarlılık üzerinde durulması çok garip. tutarlılık önemli ama yeterli değildir bence.
yazında kategorematik ve sinkategorematik önermeleri örneklerle açsan daha iyi olurdu. bu tanıtıcı yazından sonra bir de değerlendirme bekliyoruz 🙂
teo grünberg’in doktora tezini bir yaz mevsiminde yazması da dikkate şayan. biz mi abartıyoruz, yoksa onlar mı, bilemedim 🙂
eline sağlık muhammed.
Analitik geleneğin temel özelliği tutarlılıktır. Bu nedenle İslam düşünürleri(filozoflar) ile analitik gelenek felsefe yapma tarzı olarak birbiri ile örtüşür. Ancak analitik gelenek yeter sebep olarak tutarlılık ve maddeyi yeterli görürken İslam düşünürleri(Filozoflar) teleolojik ve teolojik öncülleri gerekli görürler. Mesela metafiziğin(felsefe) konusu Allah olmasa bile amacı Allah’ın bilgisine ulaşmaktır. Ancak analitik gelenek felsefeyi(metafiziği) salt kavram analizi ve önermeler arasındaki ilişkiler olarak görür. Aslında felsefeyi mantığa indirgeme çabası açıktır.
Teknik terimlerin bağlamlarından kopuk tanımlarının zihinlerde net bir fikir ortaya koymayacağına inandığım için tanımlamadır. Ayrıca yazı değerlendirmeden ziyade tanıtım amaçlı olduğu için örnekler vermedim. Bu nedenle Hadi Abi’nin de belirttiği gibi bir değerlendirme de yazılabilir.
Yazarın tezini bir yazda yazması uzun bir doktora döneminin sonucu olabilir Hadi abi. 🙂
Yazarın kendi ön kabulünün de ‘anlamın ontolojik ön kabullerden arındırılabilecek bişey olduğu’ gibi bir intiba edindim. Bilmem yanılıyor muyum? Bu soru, kitabın anafikrini ortaya iyi koyup koymadığına dair bir soru.
Yasin abi,
Yazar nominalist olduğu için bu iddia yazarın iddiası için anlamsız olacaktır. Şöyle ki kendisi anlamın gerçekliğini terimlerin nesneleri göstermesi olarak tanımladığı için anlam kendinde bir içeriğe sahip değildir. Anlam bir içerik değil söylendiği nesnedir. Bu nedenle anlamın gerçekliği yoktur. Anlam ilişkisel ve fonksiyoneldir.
Merhaba. Sana zahmet Teo Grünberg’in Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme adlı kitabını biraz da daha yorumlar mısın ? Okuyorum ama çok fazla anlayamıyorum ödevim var ama istediğim gibi olmuyor bu kitap üzerine kaynaklarda bulamadım yardımcı olursan çok mutlu olurum.