PeeKay Başrolünü Aamir Khan’ın oynadığı 2014 yapımı bir Rajhumar Hırani filmi. Hollywood’un birbirinin aynı, kazananı baştan belli, kişisel, ruhsal bütün gelişimlere kapalı filmlerinin tam aksi bir Bollywood filmi. İnsani değerler üzerine düşünmeye sevkeden, yaratılış hakkında birşeyler söylemeye çalışan bir film.
Film, felsefi bir bakışla, insanın kirlenmemiş, yalansız özünü temsil eden bir uzaylı (PK) ‘nın dünyamıza gelişiyle başlar. PK dönüş biletini insanlara olan saf güveniyle kaybeder ve bu yeni dünyaya, insanların kendilerince uydurdukları ahlaki sistemlerine uyum sağlamaya çalışır.
Karşılaştığı durumlara kendince cevaplar arayan uzaylının dikkat çektiği konular bir hayli çetin. Sorduğu sorularla hem düşündürüyor hem de kimi zaman trajikomik bir şekilde güldürüyor. Dinlerin aşkın birliğini işleyen teması tartışmaya açık lakin tevhit inancını işleyişi açısından İslam’la örtüştüğü söylenebilir. Hele ki insan ilişkileri üzerine işlenen konular… küresellikle kirlenen dünyada müslümanların dahi yitirdiği; üstelik malesef aramaktan da vazgeçtiği değerler bunlar.
Filmin başını ve sonunu birbirine bağlayan hikayede bize kendi önyargılarımız dehşetengiz bir biçimde farkettiriliyor. Gösterilene, zannettirilene inanışımız, sorgulamadan kabullenişimiz çarpıcı bir biçimde yüzümüze çarpılıyor.
Ve aşk… An’ın onsuz olamayacağı gerçeğiyle filmin merkezine oturuyor. Filmin konusunu gölgede bırakmadan seyreden bir aşk. Sadece aşk. Sevilince çoğalmayıp, azalınca eksilmeyen. Kazanınca şımarmayıp, kaybedince çirkinleşmeyen. Ve aşık… Sadece aşık. Karşılığını bulduğunda savruklaşmayıp, bulamayınca çirkefleşmeyen. Sevdiğinden yüz bulamayınca mutluluğu için sevinip, rahatsızlık vermemek adına yolundan çekilebilen.
Bize gerçek aşkı da anlatmaya talip bu film izlenilesi gerçekten. Şimdiden iyi seyirler.
Film özellikle batıl inanç kirliliği yaşayan Hindistan için kendini ve dinini sorgulamaya iten ödüllere boğulması gereken bir baş yapıt.