Halidi şeyhi Esad Efendi’nin gazeli yine Üstadın yorumuyla insana musikinin asıl mahiyetini sorgulatarak, bir yaratıcı olduğunu hatırlatıyor.
Gazelin biraz gelişigüzel çevirisini de şöyle yapmışlar:
Sevgilim, senin güzelliğinin tecellisinden; belirip ortaya çıkmasından ilkbahar ateş,
gül ateş, bülbül ateş, sünbül ateş, toprak ateş, diken ateş.
Bütün âşıkları yakan, güzel yüzünün ışıklarıdır,
dil ateş, gönül ateş, kalp ateş, ağlayan iki göz ateş.
Yüzünün güzelliğinin hayâl ve özlemiyle can ve gönül yansa, şaşılacak ne var?
Sevgilim, gel de kalbimin feryadındaki ateşi gör.
Bu kadar ateşle aşk şehidini gasletmek mümkün mü?
Cesed ateş, kefen ateş, su ateş.
Ben gönlümün şenlenmesinden ve canımın dinlenmesindenn vazgeçtim,
safa ateş, cefa ateş, firar ateş, karar ateş.
Şahım ne yapsam bu mahzun gönlümü sevindiremem,
üzüntü ateş, teselli veren ateş, sevinme isteği ateş.
Hâşâ, sevgili gözlerinden ateş saçtıkça, es’ad afiyette olmayı ümid edebilir mi?