ben sustum ey şehir
bunu beklemiyordun benden.
süt dişlerinden bir çocuğun
merhamet devşiriyorken gökyüzü
pençesini geçirmiş
etimi acıtıyorken fabrika
peygamberler dolaşıyorken sokaklarımda henüz
dişim kırılmamış, dilim tutulmamış, dört çivi çakılmamışken
acısını sırtlayıp
Mağrib’e
yıkılmamışken Endülüs
ben sustum ey şehir
heybemde bir yığın günahı Ninova’nın.
itiraf et!
bunu benden beklemiyordun.
arkadaş nedir bu ninova’nın senden çektiği :p
yaz, yaz ki kalemine güç gelsin..
fabrika, seni fabrikasyon insana dönüştürmesin..
çok içtenlikli bi şiir.. tebrikler!
teşekkürler arkadaş 🙂
Şehir içinden biri olarak ben de beklemiyorum, Şiirin mitleri ayıklıyor, yıkıyor, temizliyor. Yeniden, bu topraktan etimde hissettiğim rüzgarı yeniden duyuyorum. Kısaca seni okumaktan zevk alıyorum. Asla susmayasın!..
Teşekkür ederim halim’cim.