Demeyecektim ama dedim…


Ben bugüne kadar olayların içerisinde Fethullah Hocanın hiçbir zaman olmadığını, onun etrafındaki insanların onu yönlendirdiğini ve cemeatin başındaki büyük abilerin ciddi manada İsraille, Amerikayla ilişki içerisinde olduğunu düşünüyordum, ama Hocaefendi hep gözümde masum ve Allah deyince kalbi titreyen hüzünlenen bir insandı, ağlayan bir insandı, Gazali “Eğer bir vaiz halkı ağlatmaya,yaka-paça yırttırmaya çalışıyorsa, bilinki o adam gafildir.” demesine rağmen ben yine de erkek ağlar diyordum, ama karşısındakini ağlatmak için ağlar mı?

Cemeatteki gerçekten inanmış bu yola gönül koymuş insanların hala cemeatin bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarını çıkaranların onlar olmadığını iddia etmesi bana komik geliyor. Fethullah hocanın onları tanımadığı iddiası da bir garip, gerçi doğru da olabilir o kadar savcı ve polisin Amerikaya gidip de hocayla tanışması, elini öpmesi zor olsa gerek. Ama gerçekten elimizde onların yaptığına dair delil de yok, çünkü bu yapının onların savcılarına ya da polislerine bir kimlik kartı vermesi beklenemez. Sürekli yaşadıkları paranoya dinlenme korkusu ve gizlilik, sürekli birileri sizi dinliyorla başlayan sözleri, onların bu temizliklerini (!) ki onlara güvenenlerin saflıklarını da beraberinde getirdi. Bir taraf da Müslüman oldukları için biz rahatız Ergenekon ve ordu düşünsün diyenler ve onları bulundukları mevkilere getirenler, sırf orduya çektikleri ayardan, bu ayar çekme işinin kendilerine gelmeyeceğini düşünmeleri yüzünden bugün pişmanlık yaşıyor olabilirler.

Bu arada aslında çok ayrıntılı incelemek lazım konuyu ancak vakit darlığı ve sayfalarca yazmaya erinen tembel bir insan olarak, ‘acaba cemeat gerçekten islama mı hizmet ediyor yoksa sadece kendi menfaatlerine mi çalışıyor?’ sorusunu soracağım ki örneklerle, gazete küpürleriyle doldurmadan kısaca geçeceğim. Ben ilk defa cemeatten deniz feneri davasında bunu çıkardığını, çünkü kendi derneklerinin ondan daha küçük olduğunu söylemiştim, o günlerde gülen arkadaşlar olmuştu olur mu öyle şey? diye… Evet oluyor.

Milli görüşün ilk zamanlarından bu yana gizli bir fonları her zaman olmuştur. Bosna savaşında Bosna’ya giden yardım paraları, Afganistan Mücahitleri, kayıp trilyon davası, ama ben hepsinde onların gerçekten hayır işlerine gittiğini yani gitmesi gereken yerlere gittiğini düşünüyorum.  Yine de bir insanın elinde trilyonlar ve hatta milyonlar olsa, ucundan da diyenler olmuştur ve bu hayır paralarında hep birileri nefsine yenik düşer, belki görmeden biri bir çay içer. Türkiye’nin dünyanın her yerindeki Müslümanlara gönderdiği yardımlar, Özgür Suriye Ordusu, Arakan ve daha nice yerlere bu paraların nasıl gittiğini sormakla başlıyorum işe bu yüzden… Acaba diyorum Koç gibi şirketlere karşılık Müslüman şirketler kurulmaya çalışılmış mıdır diyorum? Ya da bunlar gerçekten rüşvet ve yolsuzluk mudur diyorum. İnsan zengin olabilir de bu zenginliği lüks ve refahı için mi elde etmektedir diye düşünüyorum. Ama bir taraftan bu rüşvet ve yolsuzluk için kılıf mı buluyorsun diyor ama yine de Tayyip Erdoğan’a daha hiç oy vermemiş biri olarak yine de güveniyorum. Ama nedense hep cemeat kirli ve pis bir oyunun içindeymiş hissine kapılıyorum, bunlar benim duygularım. Ancak mantığım da boş durmuyor, Kılıçdaroğlu Amerika’ya gidiyor abilerle görüşüyor, cemeatteki arkadaşlar biz herkesle görüşürüz diyor. Sonra Kılıçdaroğlu ve hatta Emin Çölaşan bile cemeatçi kesiliyor, Haftalarca Dershane yayını yapan Zaman gazetesi Dershane haberlerini 6. 7. Sayfalara çekiyor iki gün boyunca, sonra Hakan Şükür istifa ediyor, sonra yolsuzluk ve rüşvet olayları çıkıyor. Ve bazı arkadaşlar Gazetenin günde sekiz sayfa yolsuzluk ve rüşvet haberi yapmasına rağmen, televizyonları akşama kadar haber yapmasına rağmen bizden değil diyorlar, Hatta Fethullah hoca dine aykırı, sünnete aykırı bir şey yapıyorlarsa bu olayları ortaya çıkaranlar, bunları tanımama rağmen söylüyorum diyor,  “Allah onları bilmem ne yapsın..” kimse de amin sesi yok, ama ne zaman ibre hükümete dönüyor aminler başlıyor, sanki önceden planlanmış bir oyun gibi, Savcının polisin laik devlette dinle alakası ne ve sen onların dine göre hareket ettiklerini nerden biliyorsun… İlk Erdoğan Bayraktar’ın oğlu serbest bırakılıyor, istifa eder etmez Başbakan da millet rahatlasın diye istifa etsin diyor.

İşin en garip tarafı ne biliyor musunuz? Bu Ergenekon da Fethullah Gülen’i bitirme haberi de ilk Taraf Gazetesi haberleriydi? Fethullah hocanın hüsnü zannı… Ve Zaman gazetesi hep alıntılarla haber yapıyor, özellikle bu dinleme haberlerini…

Ben şimdi soruyorum, İHH’yı ya da bu yardımları görmezden gelip, liyakat sahibi olup olmadığını düşünmeden sırf cemeatten diye bazı makamlara oturan insanların, dünya namına bir şey görmedim deyip, müthiş para kaynakları olan bir cemeatin, iman kurtarma gibi bir derdi olduğunu söyleyen, dinler arası diyalog yapıp gayri müslime gösterdiği hoşgörünün onda birini müslüman kardeşine göstermeyen bir düzenin, yabancı okullar da sadece o devletin güç sahibi çocuklarını okutmaya çalışan bir yapının, ahlaka, imana, dine ne gibi samimi bir katkı yaptıklarını, devletin bu hafta içerisinde giden milyarlarıyla kime hizmet ettiklerini düşünmeden edemedim. Ve bunları bugüne kadar, içlerinde olup da tek bir kelam etmeden vardır bir bildikleri gözüyle bakan ben, sükutu hayale uğradım… ve tüm bunları,

Demeyecektim ama dedim…

Not: İmla ve cümle düşüklükleri için Türkçe’ye verdiğim zarardan dolayı özür dilerim…

One comment

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s