İslam dünyasının günümüzdeki en büyük problemi birlik olamamaktır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) müslümanları, bir vücudun azalarına benzettiği hadis-i şerifi hepimiz biliriz. Peygamber Efendimiz’in tasvir ettiği hali yaşıyor olsaydık, Mısır’daki müslüman kardeşlerimiz fevkalade acılar yaşarken, biz ülkemizde rahat olamazdık. Malesef bugün o hali yaşayamıyoruz.
Mısır’da yüzlerce insan katledildi, binlercesi yaralandı. Bu meş’ûm hadise ülkenin ordusu marifetiyle gerçekleştirildi. Halen bu ordu ve ordunun tesis ettiği idare, pişmiş kelle gibi sırıtarak meşruiyet iddialarını savurabiliyor etrafa. Biz müslümanlar, bu hadiseye açık bir şekilde tepki koymamız gerekirken bunu yapmıyoruz. Türlü imkanları kullanabiliriz tepki koymak için. Bulunduğumuz şehirde gösteriler düzenleyebiliriz mesela. Ya da bir yerlerde yazılar yayınlayıp kamuoyu oluşturabiliriz. Dünyanın dikkatini, en azından sağduyulu insanların dikkatini Mısır’da yaşananlara çekerek bir şeylerin değişmesini sağlayabiliriz. Ama dediğim gibi bunu yapmıyoruz. Örneğin Ankara’daki Mısır elçiliğinin önüne binlerce insanı toplamamız gerekirken yapamıyoruz.
Peki niye yapamıyoruz?
Hiç uzatmadan söyleyeyim, iman sıkıntısı çekiyoruz da ondan. İmanı bütün bir müslüman, kardeşi bu kadar acılar yaşarken bizim gibi rahat oturamaz. Çünkü müslüman, bilir ki inandığı şey haktır. Hakka aykırı bir şey yapıldığında buna karşı durması onun inancının gereğidir. Cihad dediğimiz şeydir bu. Birileri zulmediyorsa, biz müslümanların o zulmün karşısında yer alması gerekir. Peygamber Efendimiz ne güzel buyurmuş: “Kardeşiniz zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım ediniz.” Sahabi efendilerimiz şaşırmışlar: “Ey Allah’ın elçisi! Mazluma yardım etmek tamam da, zalime yardım etmek nasıl olacak?” Efendimiz şu cevabı verir: “Zalimin zulmüne engel olursanız, ona yardım etmiş olursunuz.”
Bizler bugün zalimlerin zulmüne engel olmamız gerekirken, en azından bu yolda bir şeyler yapmak için çabalamamız gerekirken gördüğüm kadarıyla dişe dokunur bir şey yapamıyoruz.
İmanımızı gözden geçirmeliyiz. İmanımız, bize salih ameller işletmiyorsa orada çok büyük bir yanlış var demektir.
Sırf Allah rızası için bir şeyler yapacak insanlara ihtiyaç var. Müslüman kardeşi için gerekirse her şeyini feda edecek müslümanlara ihtiyaç var. Herkes kendi ölçüsünde bir şeyler yapabilseydi, müslümanlar olarak bu dünyada çok şeyi değiştirebilirdik.
Ne diyelim, Allah tez zamanda bizlere böyle bir şuur versin.
Iman ile amelin arasini ayirali epey oldu Hadi. Bundandir ki yaptigimiz ve yapmadigimiz seylerden dolayi imanlarimizin elden gidebilecegi, inandigimiz halde nasil inancimizla ters dusebilecegimiz uzerine artik dusunmuyoruz. Misir, Suriye, Arakan vs. bizim icin birer siyasi kaygilardan ibaret kaliyor bu yuzden. Bir mesai ugrasi yani. Mesaimiz bittiginde, yeterince eglendigimizi dusundugumuzde, haberleri kapadigimiz gibi bu konulari da kapayabiliyoruz. Hatirlattigin icin sagolasin. Kalbimizi yoklamamiz lazim.