Biliyorum Allah bana değer veriyor/beni seviyor onun merhametini tahayyül edemesem de biliyorum bir anne şefkâtinde; evet evet sadece bir anne şefkatinde. Fakat hissetmek istiyorum bunu; inanmak istiyorum tüm bildiklerime. Bilmek yetmiyor bazen muhterem bazen inanmak gerekiyor, bildiklerin ancak böyle anlam kazanıyor. Bense bu anlam kazanamamışlığın boşluğunu öylesine hissediyorum ki; fırtınada kabaran dalgalar gibi kabarmaktayım ve gökyüzüne yükseldi bu boşluğum hala da bunu ne duyanım var ne görenim muhterem.
Kendime bir anlam vermek istiyorum, sevdiklerimin verdiği anlamdan başka, insan olmanın anlamından ayrı, düşleyebilmenin anlamından bambaşka bir anlam. Tanrının verdiği anlamı kendime vermek istiyorum muhterem. Kendime Tanrı gözüyle bakmak istiyorum. Sen kendine hiç Tanrının gözünden baktın mı? Söyle bana muhterem söyle de yarenim ol, mürşidim ol! Söyle de içimde kabaran dalgaları dindir sükûnetinle. Söyle de boşluğuma dol!
Serzenişimi iletiyorum sana benim gibi boşluğu kabaranlar adına. Mütehayyilemin gücü adına haykırıyorum sana küçücük bedenimin neresinde böylesine ummansız bir boşluk olurun şaşkınlığıyla. Söyle bana muhterem insan gerçekten bedenden ibarettir diyebilir misin bana? Dışıma bakıyorum aynada ve sonra içimi düşünüyorum bir de; dışım bir nokta bile değilken âlemde, içimse âlemin kendisi olmuş muhterem.
Neden bu anlamsızlığım biliyorum, biliyorum fakat inanamıyorum muhterem. Toplum inandırmıyor bana. Ne zaman bir hata yapsam kulluğumda anında bir ses çıkıyor ve “Allah böyle yapanları sevmez” diyor. Ve bense defalarca duyduğum bu seslerden sonra suçluluğuma bir suçluluk daha ekliyorum muhterem. Suçluyum diyorum kabul ediyorum ve susuyorum tüm zehirlerimi kendi içime akıtarak. Bir vakit namazımı kaçırıyorum sonra al sana bir suçluluk daha ve sonra kendim bile yapmadığım bir şey hakkında bir nutuk çekiyorum insanlara; öyle ki insanlar dört gözle izliyor beni. Al sana bir suçluluk daha. Ve sonra bir şey var yanlış bir şey toplum içinde insanları rencide etmek gibi yanlış bir şey. Onun için konuşmak istiyorum kendi bildiğim doğruyu söylemek istiyorum evrensel ahlakın bana verdiği yetkiye dayanarak; sonra susuyorum. Neden mi? Dediklerimi anlayacak bir yüz bile göremiyorum muhterem. Denedim çünkü çok denedim anlaşılmıyorum ne ben onların zeminine inebiliyorum ne de onlar benim zeminimde. Al sana bir suçluluk daha. Söyleyecek güzel kelimelerin varken susmak nedir bilir misin muhterem? Hakikati birazcık olsa da ucundan bucağından insanlar yanlışlara devam ederken anlatamamak nasıl acıtır insanı bilir misin? Al sana bir suçluluk daha!..
Her geçen sadise artmakta böyle suçlarım, kabul ediyorum muhterem lakin ne bende suçluluğuma inanacak erdem ne de Tanrının beni sevdiğine inanacak umut var. Biliyorum muhterem biliyorum sus; Tanrı beni seviyor. Şimdi söyle bana muhterem bu suçluluk psikolojisini her gün ilmek ilmek işlerken üzerime toplum nasıl hissedebilirim Allah’ın beni sevdiğini, değer verdiğini, nasıl takmam tüm bu acıları ve ıstırabı, üzerimdeki göz izleri rahatsız ediyorken beni? “Allah seni tabi ki seviyor” cümlesinin ötesinde bişey arıyorum ben muhterem. Bilinenden öte yaşanan, hissedilen bir şey arıyorum. Kuru kuru cümle değil benim duymak istediğim, söylenince inanılacak; inandığın için söylenilmiş bir söz arıyorum ben. Ve söylediğimde inandığım hissettiğim hiç şüphe duymaksızın. Söyle muhterem sen de hissediyor musun bunları, her seferinde yüreğin cız ediyor mu mesela?
Biliyorum muhterem asıl mesele Allah’ın beni sevdiğini hissetmekten ziyade Allah’ı benim sevdiğimi hissetmem. Peki bunu hissetmeye çabalamasam hiç bu soruları sorar mıydım sana?
Ömer Hayyam gibi cesaretliyim bugün hatta belki haddimi aştım ukalalaştım, başkaldırıyorum her şeye. Söyle muhterem şimdi sen de mi günahkâr/suçlu diyeceksin bana?
NOT: Bu serzeniş kuru cümlelerin ötesinde bir şeyler arayanlara ithâfen bir arayan tarafından kaleme alınmıştır.
son zamanlarda iç dünyama tercüman oldu sanki böyle bir yazı okumam gerekiyordu çok güzel olmuş ellerine sağlık yüreğine sağlık ❤
çok sağol hamidecim Allah razı olsun, zaten bir çoğumuzun hissettiği şeyler olduğunu düşündüğüm için sessizliğin sesi olsun diye dile getirdim
Ne güzel yazmışsınız, ben de son zamanlarda böyle hissetmekteyim, bilmiyorum ama son zamanlarda Allah’a olan sevgimi daha iyi hissedebildiğime inanıyorum tabi onun da beni sevdiğine..