Başlığıma verdiğim isimin içerdiği soruyla başlayalım.
İlham perilimi perisiz mi? Hayır bana göre ilham kemanlı!
Gözlerim boş boş ekrana bakarken kulağımda inceden bir keman sesi melodisini sürdürmeye devam ediyor ve arkada bir kalabalık var uzaktan konuşan gürültülü bir kalabalık. Sanki bir baloda insanlar bu müzik çalınır halde bir taraftan konuşuyorken –Jane Austen’ın film haline getirilmiş romanlarındaki o balo tasavvuru gibi- tekrar farklı bir banda kaydedilmiş de şimdi de benim kulağıma yüzyıllar öncesinden uzanıyormuş gibi … Tabi sonra ben o gürültüleri unutup müziğe odaklanmaya çalışıyorum…
…ne de güzel dans ediyordu keman sesinde ahenkle… derken bir şimşek çaktı ve bir gök gürültüsü vee müzik aniden kesildi ilham buydu sanırım ve aniden bitti ama duyamasam da olsun hala hissediyorum kulağımda kemanlı müziği! Sadece bana çalıyor !
…ve bunu devam ettirmeliyim diyorum tekrar duymalıyım o huzuru içimde; bu aşırı istekliliğim bir az işe yarıyor ve uzaktan ince ince süzülüyor kulağıma naif keman sesi ve gürültüler! onları da hala duyuyorum sanki. Dur bi dakika evet onları da duyuyorum tarif edilemez kutsal bi atmosfer kaplıyor beni ya da ben öyle sanıyorum; çünkü bunu bir tek ben duyuyorum etrafım hayatın hengâmesinde telaşlarına devam ediyor bakıyorum ve gözümü bir saniyeliğine versem maddeye biliyorum ben de nasibimi alacağım bu telaşlardan…
Sonra bunları düşünürken bir de bakıyorum çoktan sönmüş içimdeki ateş, üflenen nefesle çoktan kaybetmişim o tatlı ve naif huzurlu kemanlı müziğimi. Çoktan düşmüşüm de meğer hisslerim farketmeden kutsal atmosferi bozan o maddeci telaşa… Haberim yok!
Sonra tekrar ekrana bakıyorum laptop’umun yarattığı gürültülü sessiziliğimde tekrar arıyorum aşk gibi sevdiğim, çocuğum gibi benimsediğim; ama sadece hayal olan, ide olan kutsalın bir yansıması kanısına vardığım; o göğsümden ruhumun derinlerine kadar buğulu tatlı bir yavruağzı renk iple geçerken; içimde Fransız usulü kirli krem renkli dantellerle işlediğim o huzurlu kemanlı müziği…
…ve hala… gözlerim boş ekrana bakıyorum kulağımda inceden bir keman sesi melodisini sürdürmeye calışıyor ve arkada bir kalabalık var uzaktan konuşan gürültülü bir kalabalık, gürültü konuşmalarını duymaya çalışıyorum. Jane Austen’ın romanlarından çekilen filmlerine yansımış o balo tasavvurunda konuşuyorlar sanki…
…ne de güzel dans ediyordu keman sesinde ahenkle… derken bir şimşek çaktı ve bir gök gürültüsü vee müzik aniden kesildi ilham buydu sanırım ve aniden bitti ama duyamasam da olsun hala hissediyorum kulağımda kemanlı müziği! Sadece bana çalıyor !
Umarım gelmez ilham perilerinin sonu..
.. Kalemine sağlık 🙂
sağol hamidecim
aklın iknası büyüsü bir noktaya kadar.. ilham sezgi o noktadan sonra başlar.. kalemine yüreğine sağlık
aslında ilham ve sezgiyle, aklın kulvarları tamamen farklı bana göre. aklın bittiği yerde başlamaz sezgi ve ilham. akıl daha çok beynin etki ettiği ve ilham sezgi ise daha çok kalbin ve ruhun etki ettiği şeyler gibi. velhasıl ikisi de içimizde barınmakta ama birinin bittiği yerde öteki başlar gibi çıkarımlar yapmak çok doğru gelmiyor bana, ikisinin de hakkını vermek lazım hem torikte hem pratikte. her şeye hakkettiğini vermek olunca hayat felsefesi birinin hakkını diğerine geçirirsek alemdeki zulmü arttırmış oluruz.
ouuvvv bu iyiydi bu gerçekten iyiydi