Ağlayabilmeliyiz…
Kadın-erkek, genç-yaşlı hepimiz ağlayabilmeliyiz. Gözlerimiz ağlamaktan kan çanağına dönene, gözbebeklerimiz göz yaşlarımız arasında belirginleşip gözlerin karası, yeşili, mavisi, elâsı açığa çıkana kadar ağlayabilmeliyiz. Kırkta yılda bir olsa da ağlabilmeliyiz sevdiklerimiz için. Kıymetini bildiklerimiz, kıymetini sonradan anladıklarımız için; hatalarımızı anlayıp “aynı hatayı tekrarlamayacağım.” Diyebilmek adına; telefonun diğer ucundaki bir sevdiğimize “seni seviyorum.” diyebilmek için… Ve ağlayabilmeliyiz ilk ağladığımız günden beri gülelim diye etrafımızda pervane olan annelerimiz için; gecesini gündüzünü helâl rızık peşinde koşmakla geçiren, uyku-dinlenme mefhumlarını çoğu kez bizim için yitiren ya da yitirmeyi göze alan babalarımız için.
“Allah ağlatmasın.” niyazlarını ederken dahi ağlayabilmeliyiz. Değil mi gözyaşı samimiyettir, kaynağı yürek, pınarı gözlerdir. Duaya açtığımız ellerimize, gürül gürül akan gözyaşı pınarlarımızı eşlik ettirmeliyiz. Hiç olmazsa ömrümüzde bir kere içten, hıçkıra hıçkıra, oturduğumuz sandalyede/koltukta minik depremler meydana getirecek sarsıntıda, ayaklarımız üzerinde dururken dizlerimizi titretecek, başımızı döndürecek kadar a ğ l a y a b i l m e l i y i z .
Bilmeliyiz ki bu ağlayışlar kuru bir kendini harap etme faaliyeti değildir, gerçekten ağlayabilen, ağlamayı bilenlerin faaliyetidir. Çünkü yalnız ağlayabilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini.
Ağlamak,
Unutmak kadar kolaydır inan.
Sevin, ağlayabiliyorsan
Sevin, ağlıyorsan
Gül, ağlayabiliyorum diye.
Gül, ağlıyorum ağlıyorum diye.
Sana birşey yapamam,
Ağlayamıyorsan. (Özdemir Asaf)
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. (Can Yücel)
Ve ne diyordu şarkıda; ” İyi insanlar ağlar.”
Katkılar için teşekkürler Zeynep Hanım, yüreği olan her iyi insan ağlıyor, ağlamalı.
ellerine sağlık fatihcim. insan ne kadar da aciz olduğunu hissediyor ağlarken… insana kendini hatırlatıyor yani…
bir de şu burnunun direği sızlıyor ya, ağlamadan hemen önce… keşke onu da yazsaymışsın fatihcim 🙂
Eyvallah abi. Aslında evet, burnun direği sızlıyor insanın; o an ağlama anının ince ayrıntılarından biri, kaçırmışız 🙂
Neyse bu vesile ile senin de ağlayabilenlerden olduğunu öğrenmiş olduk abi 🙂
Başka bir ağlamak bahrinde geçeriz inşaallah bu ayrıntıyı.
Ağlamak bir nimet ve kıymetini idrak eden gönüllere serpilen bir güzellik…Hatta kimi zaman ihtiyaç, en güzel duygulardan birisi ağlayabilmek ve yazınızdaki güzel tesbit ‘ağlayabilmeliyiz’ ;darlıkta da varlıkta da,hüzünde de mutlulukta da o zaman anlayabiliriz kendimizi,çevremizi ve yaşamın anlamını…İnsanlar ağlamayı bilmediği için gittikçe zalimleşiyor ve dualar gözyaşı olmadan samimiyetini kanıtlayamıyor…