Kayhan Doğru
Yol nedir?
Açılır mı, kapanır mı; çıkılır mı, inilir mi? Yol nedir? Hayat,“uzun ince bir yol”sa ve insan bu yolda türlü yollarla var olmaya çalışıyorsa; bir yol tuttuysa mesela, bir yolun yolcusuysa ve o yol uğruna yola gelmiş, yoldan çıkanları yola getirmişse, yolu uğrunda yol kestiyse, yolunu kesenleri kestiyse ve bu yolda yol yorgunuysa, yolun sonuna geldiyse, son yolculuğuna uğurlandıysa, yol için söylenecek hala bir şeyler kalmış mıdır? Yoksa asıl söylenecekler henüz söylenmemiş midir?
Yol nedir?
Yol, asfalt da olabilir, toprak da yahut akıllıca da olabilir saçma da… Yol tek de olabilir çok da, tıpkı yolcuları gibi… Yolcuları yolsuz kalmış, yolsuzluk yapmış olabilir. Karanlık bir yola girmiş, yolunu aydınlatmak istemiş, belki de yolunu şaşırmış yolcuları da olabilir. Veya girdiği yolu sevmeyen yada uğrunda ölmeyi göze alan, o yolda bazen yol ayrımına gelen, yoldaş olan, yol eri olan yolcuları olabilir.
Yol nedir? Bu sorunun bir cevabı var mıdır?
Yol, bir yol olmanın ötesinde; hayatı algılama çabasında sürekli başvurulan bir konuma sahipse ya da ona böyle bir görev verildiyse, onu bir cevabın kurbanı yapıp tanımlamaya çalışmak ve dolayısıylasınırlandırmak ne kadar mümkün, ne kadar doğru olabilir? Mesela ‘yol’un en yakın dostu görünen ‘yolcu’da da benzer bir durum söz konusudur. Tek bir kalıba sığdırmaya çalıştığınızda sizi çelişkiler içerisinde bırakır. Örneğin, bilinenin aksine her gidene yolcu denmez. Benimsemediği bir yoldan giden kimse, kendini o yolun yolcusu olarak görmez.
O halde, yol nedir?
Yol, hayat yolunda ilerleyen herkesin kendi konumunu; durumunu ifade etmede kullandığı bir kavramdır. Çoğunlukla işaret ettiği durumun ya da varlığın gölgesinde kalır ama yol olmadan da hiçbir varlık ya da durum ifade edilemez. Bu yüzden‘yol’u tanımlama çabası dahi yolda olmayı gerektirir. Çünkü tanımlama, düşüncenin varlık üzerinde seyir halinde olmasıdır. Belki de bu sebeple felsefeye ‘yolda olmaktır’ denmiştir. Kısacası yol, belli bir şey değildir. Akıp giden hayatın birçok yüzünü içinde barındırır ve bir hareketliliğin temsilcisidir.
çok tatlı bir yazı olmuş
benim gibi senin de acilen bir tayine ihtiyacın var 🙂
yolcu yolunda gerek, ben okula gidiyorum
Sana da, bana da hayırlı yolculuklar o zaman Ali Haydarcım 🙂
Abi yazın böyle, mahrum etmeyin kaleminizden dilinizden bizi, ne güzel olmuş.
Teşekkür ederim Kavaklı 🙂
Beğenmene sevindim, inşaallah devamı gelecek…
yol ile halleştiğin çok belli oluyor kayhancım 🙂 ellerine sağlık…
Sağolasın Hadicim, Abbas misali yolu gördük mü dayanamıyoruz 🙂
ilk paragraf müthiş.. konu güzel, beatçıleri hatırlatsa da hadi ben de bir şey söyleyeyim :)”yol kaderdir.”
bu söze ancak ‘eyvallah’ denir.. 🙂
Bence cok kivaminda bir yazi. gonlune saglik. tek atislik kursun degilse bu devamini bekleriz.
teşekkür ederim yasincim.. inşallah devamı gelir.. 🙂
Çok güzel bir soru sormuşsunuz. Okurken çok farklı yollara sapıyor insan. Elinize sağlık.
Teşekkür ederim.. Soru sormak çok keyifli ve öğretici bir süreç. Sorusuz bir varlığı anlayabilmek ve son tahlilde hayatı anlamlandırabilmek çok da mümkün gözükmüyor bence..
çok hoş bi yazı olmuş ellerine sağlık-kalemine güç kayhan abi.
önce albino okuyormuşcasına ilk paragrafta kaç tane farklı anlamda yol kelimesi ya da deyimi kullanılmış ona takıldım sonra da ‘yol’un yolcusu olup çok farklı yerlere gittim geldim…
Düşündüm de: durmak, yoldan çıkmak için yeterli değil; düşünmemekse elde değil…
Beğenmene sevindim vehbicim. Yazı için söylediklerine teşekkür ederim.
Ekürim çok güzel olmuş sen yolunu bulmuşsun…
Yol hayattır, hayat ise yollardan müteşekkil…
Teşekkür ederim ekürim. Öyle diyorsan öyledir.. Senin sözünün üstüne söz söylemekten haya ederiz bilirsin.. 🙂