Seyrettim halimi


“Mefisto: Kuşkusuz İlah altı gün uğraşır ve yarattığı şey için kendi kendine bravo derse, ortaya kusursuz bir yapıt çıkar, sen şimdilik onu kana kana seyret.”
Faust, Goethe
Doyasıya seni seyretmek istiyorum, dağa, denize manzaraya nispet…
Hani siz böyle güce taparsınız ya, şirin değildir beldeleriniz kocaman binalar, binalar dolusu insanlar vardır. Şiirleriniz vardır mesela başının ve sonunun belli olmadığı, kafiyesiz… Gerçi sesi sevmezsiniz siz, en sevdiğiniz ses arabalar ve dans, kafiyelerden geçmez harfler, harfleri deliklerden atlatırsınız, güç, itibar, para… en güçlüsünü bulunca kaçırmamak üzere elinizde tutarsınız, tuttuğunuzu kopartırsınız siz, siz bulunca matmazel biz okunmayız artık, okunmadığımızda daha hırsla yazar kalemi mabedin.
Mabed neresi diye merak edersen, göğsünün orta yerini aç ve o sonsuzluğa bak…
İmgelerden değil, şiir şehir ve yalnızlıktan değil yazıcının derdi… Şairin dediği gibi, otomobil, gençlik ve üniversite, bir de böyle çok köşelidir ya yıldızlar, her göze görünür. Herkes her yıldıza aynı anda aşık olabilir, yıldızlar bir de hepsine göz kırparlar ya… İmgelerden değil aslında. Ben, senin gözlerinden düşersem tutan olur…
Sonuçta kediler gibi de değilim ayaklarım bulsun hep yeri, ama kediler de tırmalarlar, hem kediler hiç gitmeyecek gibi severler, hiç sevmemiş gibi de giderler daha zengin bir yuva bulunca… Evet matmazel belki siz bir kedi bile olamazsınız. Ama köpekler matmazel, şu sokakta olanlar, şu bir ekmeğe kul köle olanlar sadıktırlar.Öğretemezsen belki başkasının verdiği kırıntıları yerler, ama sahiplerini unutmazlar. Evet matmazel gömleğiniz beyaz ve gömleğiniz size çok yakışıyor, ama köpekler açlar.
Bu beyaz hikayeler birer hezeyan aslında. Gömleğim ise sizi hiç ilgilendirmez; düğmeleri bir çizgiye kadar iliklidir, bu iş kedilerle köpeklerle yapılmaz diye karşı çıkmanız gerekirdi, ve şöyle söylemeniz: “tüm şiirler ve hikayeler bir kadın bir erkekten doğar, masallarda anlatılanlar yalandırlar, şiirler yalandır ve gerçek diye bir şey yoktur diye bir şey…”  Hakikaten gerçek nedir? Gerçek gözleriniz midir? Gerçek sizin bulutlar ülkesinden gelişiniz mi? Benim gerçeğim mi, sanki bilmiyorsunuz, benim gerçeğim, hanımefendi sizsiniz.
Siz isteseniz öyle bir gelirsiniz siz isterseniz öyle bir gidersiniz ki, siz gelirsiniz, şarkılardaki güller hicap edip boyun eğerler, gelişiniz güzeldir ama siz gidersiniz ağlayanlar olur… Bırak şimdi şairin dediğini, kapılar ağlamaz ve mazot sadece arabalarda kullanılır gözlerin gitmek için ayaklansa da… Yine de sen gidersen ben derdimden çöllere düşmem, harp dalgalarına karışmam, yoksa cihan harbi çıkar gözlerinle girdiğim savaştan yenik düşersem, benim yüzümden çocuklar ağlamasınlar.
Sahi bu zamanda neden yönetenler yönetilenleredoğruyu söylemezler, yoksa devlet kandıran mıdır devlete karşı kıllar inceyken… Evet matmazel kadınlar ve erkekler devlet midir yalan söylerler birbirlerine, tek suçlu benim, huzurum sensin, sonsuzluk sensin diye oysa kadınlar kedi değildir. Ve şimdi desem ki içimde durdurak bitmeyen yolların bittiğinden kalan bir huzur var bıraktığım için seni… Yalan mı söylüyor olurum? Mesela düzenli olarak aramasam ben onu ve şairler yazdıklarımı hep sahteleseler, aşkımın laikliğinden bahsetseler… ve ben dinden ayırsam seni, bu huzuru içimde duysam yalnızlıktan… Ben bırakırsam bir kez bırakamam, ayrılırım dinden. İnan matmazel güç değil bela değil yalnızlık ve yalnızlık din değil, peygamberler yalnız değiller… Sen ve o, sen ve ben, sen ve nakkaş, kadife kutular, dergiler, sen ve nazen, sen ve diğerleri matmazel… Sen modernsin, içimdeki kuşun kanatlarından dökülenler sensin, kelimeler ve yalnızlık.. bela değil ses değil sükut değil, yalnızlığın kutsal olduğunu kaç kez konuştuk seninle…
Her sene bir doğum günü olur, her sene elimin içindeki bir kesikte bir resim görürüm… Ve o günü tüm mutlu olmalara değişmem, sen istersen gidersin istersen durursun, ben ellerimde senin suretin seyre dalarım… Sen kelimesin matmazel, hayatımdan geçen her şey sende buluşur, tüm her şey, her yaşanmışlığın kapıları sana açılır, bahçemdeki suya düşen ayın görüntüsü gibi matmazelin yüzüne düşer ve ben senin dudağının bir kıvrımından onlarca şairden aşk çalarım. Yoksa inan git başımdan diyemem, ben sana göre değilim…

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s