Düşlem


“Mecnûn ile bir mektebi-i aşk içre okuduk
Ben Mushafı hatmettim, o vel-Leyli’de kaldı.”

Leyli de kalan mecnun mudur sadece? Yolda kalanlar da vardır, yenik düşenler de… Bense bu şehirde kaldım. Artık sokakları ağlatmıyor beni, kelimeler bir daracığına sıkışınca… Can! Bir resim, bir düş… Düşüşü sonra içimden sokakların, ellerinin bir çerçevenin içinden yere düşüşü… Benimki eskiye dair bir özlemdir; bir yolculukta peşimsıra bir dua… ama gel gör ki, bu gönül, bu suyun yankısı, bu ben böyle… Tek bir kelimenin içinde kaldım bir çift söze layık olabilmek için… Oysa hayal kurduğumda düşen bir yaprağın ya da bir ordunun aksini seyrettim suya bakıp ya da bir hattatın mürekkebininkuruduğunun, gülün boyun eğdiğini ve bülbülün sustuğunu… Mihrabımı yüz kez sorup bir suretin dudağının kıvrımında buluşum… Söyle nedir bu leylanın zülfü meselesi… Leyla mı suya gitmiş, eğilmiş, yüzüne bir su çarpmış, serap mı benimkisi… benimki deli divane gönlün bir yanılması belki… Sonra kollarını sıvamış bir abdest almış, ten canana deyince, Aşk namazına durmuşum, bileklerimi kesip… Kelimeler akıttığımda alıp abdestimi durunca kıyama, hani nerdesin leyla cemaatim yok ki yalnızım.

Biliyorum okunduğum an kelimeler kararacak, susmaya, susamaya lüzum yok aşktan… Aşk bir kafa karışıklığı bir hikayenin başlangıcı… Zorla yazdırmayın, bu gece dolunay var, bu gece sevgili… Bu gece… Gözlerimi uzaklara dikip…

Benim derdim bu değildi inanın, biz dergaha girip, en baştan çıkarıp kendimizi sona koyup, sonsuza, seccadenin ortasında ağlayacaktım bir çift yeşil görüp… Oysa ki ben bir lalenin kıvrılışında sana yazacak, bu hikayelerden bıktığını bilip yeni güne gülle başlayan hikayeler uyduracak, ağlamayacaktım. Cümlelerin içinde ziyade bir “e” harfine yaslanacak, bed tahririn kelimelerine aşikar kalıp, mahzuru mahzun, gözleri kör edip, bütün bed-duaları ben alacaktım. Ben alacaktım ki denizi, bu gemi, bu liman artık ürkütüyor beni… bu şiiri yalnız bırakıp, derin sularda kalbim bir hapishane, beni bana kilitliyor… Beni bana bırak artık nolursun ben… Beni bırak ki, bu anıları söküp atayım bir şiirin içine, bir şiir yazayım ki, dünya olsun, gül olsun, atalara uyalım böyle…

Sonra biri bir şiir yazsın, ama mutluluktan yazsın da bilelim, şiir dert işi değil…

One comment

  • yüreğine sağlık canım.

    yine de.. bileklerini kesmeseymişsin keşke be kavaklı. bunca içtenliğin içinde o biraz.. şey.. nasıl derler.. beylik kalmış.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s