İsmail Kara, Türkiye’de İslamcılık düşüncesi üzerine çalışmaları ile tanınan, 3 ciltlik Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi adlı eseri alanla ilgilenenlerin kayıtsız kalamayacakları bir isim. Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye, 4 bölümden oluşan bir kitap. “Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye”, “Din, Diyanet” ve “Medreseler Yürümüş, Tekkeler Çürümüş Müydü?” başlıklı ilk üç bölümde, cumhuriyet dönemi cemaat oluşumları, devlet – cemaat/tarikat ilişkileri, Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet’in konum ve işlevi, medreseler, kaynaklara dönüş gibi konular çerçevesinde kaleme alınmış yazılar mevcut. 4.bölüm ise, paralel konularda yazarla yapılan söyleşileri muhtevi. İsmail Kara’nın konulara yaklaşımı, yakın tarihi siyahlar ve beyazlar şeklinde kalın çizgiler ile ikiye ayırarak okumaya, anlamaya alışan zihinler için ufuk açıcı olacaktır.
Tadımlık:
“Müslümanlar kendilerini belirgin kılarak ve başkalarından ayrıştırarak mı bir mücadele yürütsünler yoksa siyasî destek verdikleri mihrakların mecburen sağladığı imkanlardan, ortamlardan yararlanarak daha iyi neticelerin alınacağı zaman ve zemini mi kollasınlar? Başkalarının tuttuğu şemsiyeye zaruri bağımlılık ister istemez sorunun birinci kısmını öne çıkarmayı engelleyecektir.”
“Mesele şu: Türkiye’nin çok hayatî problemleri var ve bu hayati problemler Türkiye’deki din meselesiyle doğrudan alakalı. İşin bu tarafı hepimizi aynı derecede yakından ilgilendirmektedir. Fakat yanlışlar, saplantılar, bilgi yetersizlikleri, yürümesi gereken yolu tahrip etmekten başka bir işe yaramıyor.”
∗ Bilâl Değirmenci
eser hakkında söylenecek çok şey var ama ben iki konuyla sınırlı kalacağım.
1) yazarın Akif sevgisi; yapmacık bir sevgi değil sevdiğini anlamaya çalışan bir maşuğun sözleriydi yazarın sözleri. ve bu nedenle şimdiye kadar okuduğum kitaplar içinde üstadın görüşlerinin aksi yönde olan en sağlıklı görüşlere İsmail kara sahip
2) şarkiyatçılardaki vizyon değişimini süreç halen devam ederken görmüş ve gösterebilmiş birisi; artık şarkiyatçılar İslami ilimlerle değil doğuya ait siyasal olgularla meşguller