Hemen söyleyeyim: ben Türk’üm. Kürtlerin sorunları beni hiç ilgilendirmiyor. Ben zenginim. Fakirlerin dertleri beni hiç ilgilendirmiyor. Ben erkeğim. Kadınların dertleri beni hiç ilgilendirmiyor. Ne tarımla uğraşıyorum ne hayvancılıkla. Şehir hayatına alabildiğine adapteyim. Köylülerin sorunları beni hiç ilgilendirmiyor. Alabildiğine batılıyım. Sefil doğulular beni hiç ilgilendirmiyor. Fildişi kulemden bakıp insancıklara acımayacağım. Onlara acıyıp, onları değiştirmeye, dönüştürmeye çalışmayacağım.
Benim insancıklarım yok. Ben sadece insanım. Diğer insanlarla birlikte yürüyeceğim. İnsancıkları olmayan insanlarla birlikte yürüyeceğim. Adamlıklarından başka hiçbir şeyi olmayan adamların sofrasına oturacağım. Onlar sizden nefret edecek. Ben büyük bir utançla yanlarına kıvrılacağım. Pot kırmamak için çabalayarak, insan olmaktan başka hiçbir sıfatıma dayanmadan yaşamaya çalışacağım.
Onlar sizden nefret edecek, ediyorlar. Siz onlardan korkacaksınız, onlar size öykünecekler. Her yanından riya fışkıran hayatlarınıza inanacaklar. Bunu onlara yutturabilirsiniz. Ama bana asla yutturamayacaksınız.
Ben doğduğum toprakların insan kokan ikliminden asla ayrılmayacağım. Nereye gitsem bu toprak kokusunu üzerimde sadakatle taşıyacağım. Yüzüme gülen yılışık suratlarınızın vıcık vıcık yapmacıklığını, dudaklarınızın dışbükey kıvrımlarından anlayacağım. Her zaman çıplak her zaman gerçek yaşayacağım.
Adamlığından başka hiçbir şeyi olmayan adamın oğlu olarak doğdum, adamlığından başka hiçbir şeyi olmayan adamın oğlu olarak öleceğim. Babamın mübarek elleriyle diktiği ıhlamur ağacının dibine gömüleceğim.
yazının girişi çok sert be abi 🙂 neye uğradığımı şaşırdım. dikkat çekmek için mi yapıyorsun 🙂 hani yanlış anlama, şu anlamda söylüyorum: yazının başına öyle garip bir şey koyarsın ki okuyan insan der ki “dur bakayım ilginç bir şey söylüyor bu” 🙂 tıpkı kuran’daki hurûf-ı mukatta’a gibi… malum bazı müfessirler hurûf-ı mukatta’a’nın dikkat çekme amacına matuf olduğunu söylerler.
en son söyleyeceğimi en başta söyledim hadicim. e adı üstünde manifesto. biraz da sertlik olacak (:
Yumusak kalplerin dergisine bu saglamlik yakisiyor.
güzel insan bu ömer rahmetullahi aleyh.
bence de Allah ömerimize rahmetiyle muamele etsin 🙂
amin hadicim. 🙂
adam gibi bir manifesto olmuş.
Ama bence maksat tam hasıl olmamış.
paragraflar arası geçişler çok ani.
bizi yeni bir paragrafa hazırlamadan
paragrafı bitirmişin.
doğru söylüyorsun akif. paragraflar arası geçişler sert. bu da yazıda kopukluk meydana getiriyor. “ne diyo lan bu” tarzı muhtemel okur çıkışlarını da beraberinde getiriyor bu. ama aslında tam olarak da yapmak istediğim bu. okuyucuyu tahrik ederek yazıyı kendisinin tamamlamasını sağlamak.