Konuşan Tek Hayvan: Nam-ı Diğer İnsan


Bir gün öylesine ki göz kapandı ruh dinlenilesi için. Göz kapanır kapanmaz insan kocaman bir dünyada buldu kendini. Sonsuz kocamanlık, sonsuz huzur, sonsuz sükûnet ve aynı zamanda sonsuz karanlık; grimsi bir karanlık, sisli.

Madde yok oldu manalar kaldı lakin maddenin tesirlerinden de kurtulunabilmiş değildi. Ama sessizlik vardı ya ve eşliğinde yalnızlık; hiç değilebilir miydi sabahın bereketiyle bu mahrem anın keyfiyetine diye niyaz etse de gönül kirpiklerle kapanan gözler değdi.

Göz gözü görmüyordu zira görecek bir çift gözden başka görülecek bir çift göz yoktu. Trajedi ve paradokslarla doluydu sisli karanlık. Sonsuzluğun her şeyi trajedisiyle maddeden ayrılamamışlığın paradoksu kesişiyordu insanda. Bir ara bu paradokstan sıyrılır gibi olundu lakin nafile; çünkü “o kadar kolay değildi maddeden manaya tekâmül. Kolay değildi bedenin içreliğiyle yoğrulmuş bu zavallı insanın mananın ince tınılarında tınlayabilmesi, ki sonra can gelecekti, canan gelecekti.”

Bilmediğini bilmeyen insan böyle biliyor, böyle diyordu.

Maddeyi terk edemeyen insan beş duyusuyla işitirken cism âleminden yansımaları ruhu da bu iki nokta arasında gidip gelmekte… gidip gelmekte. Bir bakmışsın manaya yol almış derken bir bakmışsın maddeye düşmüş. Yanağında pat diye patlayan bir sille-i Osmanî’nin dehşetiyle uyanıp farkına varmışlığın telaşlı pişmanlığıyla kendini rezil rüsvay ettiğinin, her şeyi eline yüzüne bulaştırdığının idrakine vardı insan. Manaya dönmek, mananın erebildiği son noktasına gelebilmek için haykırdı, yalvardı, çırpındı tekrar. Bu aşırı pişmanlık dolu istek tekrar başlattı insanın çırpınış serüvenini ki insan kendisine şans verildiğini bilsin.

İnsan böyle gide gele… gide gele dursun bir türlü aşamıyordu maddenin haddini ve bir türlü çıkamıyordu mananın haddinden. Hâlbuki o can’a ulaşmak can’dan da canan’a kavuşmak niyetindeydi. Bu niyeti halisti insanın lakin gidip gelmelerle bocalayan, ölen, tekrar dirilen ve tekrar yine öldürülen insanın yanlışı neredeydi?

Cisim âlemini unutmak isteği insanda öyle şiddetli ivedilik yarattı ki mana(anlam)  âlemine öylesine sarılmak istedi. Cism âleminin faydasızlığından bile bahsetmek istemedi zira onu sadece unutmak istedi. Manalarda yok olmak, “hiç” olmak istedi. Ama sadece manalarda!

Geriye bakıp bir düşünür gibi oldu insan. Düşünür gibi olunca bir şeylerin istediği gibi gitmediğini de anlar gibi oldu. Her şeyiyle maddeden de geçmişti, maddeye karşı hiçbir haz ve istek de duymuyordu üstelik. Maddeden geçmişliğin ve manaya varamamışlığın şaşkınlığında uzun bir süre bocalamaktaydı zaten.

Soyutlar boyutunda seke seke yeri geldiğinde ileri geri sek sek oynayarak ilerledik. Hiçliğimizin farkına varmıştık ya, soyutlar âleminde hiç olacağımızı zannetmiştik. Bu bir hüsn-i zandı; insanın saflığının hüsn-i zannıydı. Peki unutulanlar? İnsan sadece ileriye mi bakmalıydı,  öteki gerinin dönülüp bakılacak kadar da mı değeri yoktu. Yoksa insan bilerek mi meyletmiyordu geriye ya da nisyanlıkla malumluğunun gereğini mi yerine getiriyordu kendince.

Bu sual-i zikirler tek tek insanlar için malum mudur, değil midir bilinmez ama tek insan için tek cevap vardı şimdi: İnsan unutmuştu. İnsan manaya, soyuta dalmış, maddeyi, somutu unutmuştu. Hâlbuki insan bedenle var olmuştu. Ruh bedensiz çıkabilir miydi madde âlemine? Bedensiz yapıp edebilir miydi? Ve bedensiz yapıp etmelerinden sorumlu olabilir miydi ruh tek başına!

En son zihninde bir şeylerin kafaya “donk” etmişliğinin şaşkınlığıyla bir ilhamlanma bir farkındalık yaşayanlar maddenin de mananın da birlikte olması gerektiğini buldular ve buna inandılar. İnsan bedeniyle hakikatin hikmetini aramaya başladı sonra. Daha sonra can ve canan da işin içine girdi. Aslında hepsinin birliğiyle hayatın mümkünlüğünü gördü insan. Ortada sınırlar olmadan maddeden manaya gidilecekti, manadan can’a, can’dan canan’a. Aslında hepsi birdi. İnsan maddede manayı buldu, manada can’ı ve can’da canan’ı. Ya da insan maddede mana buldu, manada can, can’da canan. Ve mutlu oldu konuşan tek hayvan nam-ı diğer insan.

2 comments

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s