Arapça’daki rızk kelimesi, aslında Latince “ri-zi-ko” kökünden türemiştir. “Tehlike, endişe, nimet, gıda, mayış” gibi manalara gelir.
“Riziko” kökü, Latin lisanından çıkıp evvela o civardaki lisanlarını dolaşmış, sonra Çin’e oradan Hinde ve nihayet baharat yoliyle Arap diline, oradan da dilimize geçmiştir.
Bu kelime öyle mübarek bir kelimedir ki, Gâdir Mevlam Kitabullâhına almıştır. Büssürü kere zikretmiştir.
“Riziko” yani “rızk”, günümüzde risk diye kullandığımız şeklindeki türevine de uygun olaraktan, “tehlike” demektir. Rızkın onda dokuzunun ticarette olmasından maksat budur. Yani ticaret riskneyim demektir; risk de zaten rızk demektir. Nitekim, ekmeğin aslanın ağzında olmasından murat da budur. Karnına inmesinden maksat da budur!
Rızk, bir tavşan için marul-havuç; bir kuş için darı-buğday; bir kuzu için süt, anası için ot; akbaba için leş; fil için ağaç yaprağı; karınca için şeker; aslan için geyik; insan için bunların çoğusu; bakteri için insan da dahil, bunların hepisidir.
Rızk kelimesi gibi, bu kelimenin ifade ettiği mana da dolaşıp durur. Buna sebep herkesin peşine düştüğü bir peri padişahının kızı olması falan değildir. Bilakis rızık, peri padişahının kızının dahi peşine düştüğüdür.
Rızık elden ele, cepten cebe, diyardan diyara koşturup durur. Rızkın, duru durağı, bir diyarda iki durup soluklanası, Cumartesi-Pazarı yokdur, dünyası ukbası yokdur. Rızık öyle bir şeydir ki, cennetilen cehennemde bile bulunur. Cehennemde zakkum, cennette her ne istersen o sana rızık olur.
Rızık koşmayıp da dururusa, tüm bu koşuşturma biter. İnsanlar selamsız olur, selamsız olan hayırsız olur, hayırsız olan da cehenneme varır.
Rızk öyle bir şeydir ki o olmazısa dünya durur. Yani dünya döner de, içindekiler durur. Ağaçlar kurur, hayvanlar ölür, faturalar biter, fırınlar çalışmaz, işçiler süresiz grev yapar, patronlar batar, borsa çöker, memurlar için bir şey değişmez, ilahiyatçılar düşünür, akan sular da akmaz olur. Bütün müminîn ü müminât, müslimîn ü müslimât, el-ahya-i minhüm ve’l-emvât ölür. Kafirler de ölür.
İşin özü, rızık çok önemli bir şeydir.
sabah sabah güldürdün ve tabii düşündürdün de mîrim 🙂 “Rızık elden ele, cepten cebe, diyardan diyara koşturup durur. Rızkın, duru durağı, bir diyarda iki durup soluklanası, Cumartesi-Pazarı yokdur, dünyası ukbası yokdur. Rızık öyle bir şeydir ki, cennetilen cehennemde bile bulunur. Cehennemde zakkum, cennette her ne istersen o sana rızık olur.” burası özellikle çok doğru ve de tatlı olmuş 🙂 zakkumun da rızık olduğu kimin aklına gelirdi ki:P eline sağlık, başka kavramlar için de devamını bekleriz kardeş..
eyvallah Emircim, pek keyifli bir yazı olmuş..
Kelimenin aslinin latinceden gelmesi cok yerinde olmus 🙂
Hos bi tarz tutturmussun. Dahasini bekleriz.
gerçekten şaşırdım 🙂 hani bi reklam var ya “kriz çincede fırsat demek diye. ona benziyor 🙂
eline sağlık emirim. hiç kimse rızkını yemeden ölmez değil mi?
Teveccühünüz efendiler, teveccühünüz..
Rızkı rizikodan getirmek biraz zor oldu takdir edersiniz. Ama pozitif ilahiyat kafası daha nelere kadir efendim, kimse bilemez..
Teveccühatınız için teşekkür ederim..
gözüm yazıdaki imza ile cevabındaki imza farklı; bu çok kimliklilik işini abartıyorsunuz biraz galiba..
Size öyle gelmiş efendim..