Vusûlden Fusûle / Ulaşımdan Ayırıma


Çağdaş İslâm düşüncesinin Türkiye’deki kaynaklarından biri hiç şüphesiz ilahiyat fakülteleridir. İlahiyat fakültelerinin kuruluşundan bugüne değin tarihine baktığımızda, İslâm düşünce tarihine olumlu manada katkılarından bahsetmek mümkün olsa da; henüz o tarihe layık bir yapı oluşturduğunu söylemek zor görünüyor. Bu yapının oluşturulamamasında başta Arapça’nın öğretilememesi gibi birçok etken sayılabilir. Bununla birlikte hatırı sayılır eksiklerden biri olarak usûlsüzlüğümüz üzerinde ayrıca durulması gerekiyor.

İslâmi ilimler açısından usûl denildiğinde, akla ilk olarak usûl ilmi gelir. Bugün fıkıh usûlü olarak bilinen ilim dalı, bu ilmin tarihi boyunca daha ziyade “usûl” adıyla anılmıştır. Bu adın mutlak olarak/herhangi bir kayıtla sınırlandırılmadan kullanılmış olması, bize bir şeyler söylemeli! Bu söylem, ilgili ilim dalının sadece fıkha değil; giriş mahiyetinde de olsa diğer İslâmi ilimler için de usûl değerinde olmasıdır. Usûl kitaplarını incelediğimizde, bugün tefsir usûlü, hadis usûlü ve kelama ait olarak ayrıca okutulan meselelerin bu kitaplarda ele alındığını görebiliriz. Usûl ilminin kitapları bu bakımdan, pekâlâ İslâmi ilimlerin kavramlar sözlüğü olarak okunabilir. Bilgi, haber, hüküm, tanım, iyi, kötü ve benzeri birçok kavram usûl ilmi literatüründe tanımlanmaya çalışılmıştır.

Kavramlar dünyasına sahip olmak, araştırılan konunun yetkin bir şekilde ele alınmasını temin eder. Aksi takdirde dilini bilmediğimiz bir ülkede siyasete soyunmuş gibi oluruz. Biz bir şeylerden bahsedebiliriz; ama bu, muhataplarımızda makes bulmaz ve kalıcı olmaz. Zira karma karışık bir görüntü çıkar ortaya. Bu bakımdan şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: bir ilmin usûlünü bilmek, o ilmin kavramlarına sahip olmaktır. Kavramları arasındaki ilişkileri ve farkları bilmediğimiz, yani gerekli ayırımları yapamadığımız ilmin, usûlünü de bilmiyoruz demektir. Bu ayırımları yapamamak ilgili konuda karmaşaya sebep olur. Kavramların, kendilerine ait olması gereken sınırlar ortadan kaybolur ve bir çelişkiler yumağıyla karşı karşıya kalırız. Dolayısıyla usûlünü bilmeden ilim yapmaya çalışan insanların, her şeyden önce kendi zihinleri herc ü merc içindedir. Henüz kendine faydası olmadan ilim yaptığında ise, bundan kolektif bir netice hasıl olmasını bekleyemeyiz. Bakınıp durmaktan başka bir şey gelmez elimizden.

İlahiyat fakültelerinde icra edilen ilmî faaliyetlerin çoğu kez bu kusur ile malul olduğunu düşünebiliriz. Kavramsal alt yapısı iyi ve muhkem bir şekilde inşa edilmemiş zihinler, “ortaya karışık” diye tabir edebileceğimiz yanarlı dönerli şeyler üretmekten başka bir işe yaramıyor. Çoğu ilahiyatçının zihnî dağınıklığı buradan kaynaklanıyor: kendi ilmî geleneğinin kavram dünyasına sahip olamamaktan.

İslâmi ilim geleneğimizin kavram dünyasını oluşturan alanlar sadece usûl ilminden ibaret değildir. Özellikle Gazâlî ile birlikte başlatabileceğimiz sistemleşmenin tarih içerisinde mantık, beyân ve usûl ilimleri üzerinden tesis edildiğini söylemek mümkün. Tabiri caizse bu üç ilim, İslâmi ilimlerin mukaddimesi mesabesindedir. Mukaddime kelimesini, bazen onun yerine kullanılan “temhîd” kavramıyla birlikte düşünürsek bu üç ilmin, İslâmi ilimler okulunun hazırlık sınıfı olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak mantık, beyân ve usûl ilimlerini bilmeyenin ilmine, İslâmi ilimler alanında güven olmaz. Çünkü şiirde dediği gibi usûl olmadan, vusûl tam olarak gerçekleşmez. Vusûl tam olarak gerçekleşmediğinde ise, ayırımlar (fusûl) meydana gelemez. Pür karışıklık içinde debelenip dururuz, bugün olduğu gibi. Neden bahsettiğini bilmeden konuşan insanlar topluluğu… (dernek adı gibi oldu)

Demek ki vusûl, usûl ile tam olacak ki zıddına inkilâb edip fusûl gerçekleşsin (vusûl ile fusûl arasında zıtlık ilişkisi vardır). Zira bir şey, haddini aştığında zıddına inkilâb eder; tıpkı her şeyin zıddıyla kâim olması gibi.

4 comments

  • eyvallah Hadicim.

    *derslerde böyle şeyler mi anlatıyorsun yoksa lisanstaki arkadaşlara .)

    • teşekkürler abi. şimdilik pek derse girmiyorum. ama derste aklıma gelirse böyle şeyler paylaşıyorum tabi 🙂

  • Kardeş, yerinde tespitler bunlar…
    Bilhassa usulün sadece belli bir sahaya mahsus olmayıp, tüm islam ilimleri için kullanılması tespiti son derece orijinal.

    Kavramlar konusunda bahetmişsiniz ancak sanki usul ilmi bir takım kavramlardan ibaretmiş gibi bir intiba uyandı bende. Usul sanırım biraz daha farklı buudları olan bir disiplin?

    Kavramlar, derken, İslam İlimlerinde kullanılan kavramlara dair bir “İslam İlimleri Istılahları Sözlüğü” de terkip edilse pek yerinde olur. Münferik olarak mevcut, Hadis terimleri, fıkıh-tefsir-tasavvuf terimleri sözlükleri mevcut. Hepsini cem eden ve ilimlerdeki farklı nüanslarına tebarüz eden bir kamus pek yerinde olur.

    Bir de ilahiyatla, klasik usul okumanın tefrikatına değinseniz. Mesela ilahiyat okuyana, klasik; klasik okuyana ilahiyat tahsili gerekir mi?

    • usûl ilminin farklı vecheleri var tabi ki emirim. ben kavram dünyasını şekillendirmesi bakımından özellikle usûl, mantık ve beyân ilimlerine dikkat çekmek istedim. bir de yazının bazı bölümlerinde usûl kavramı usûl ilminden bağımsız bir şekilde kullanıldığı için böyle bir algı meydana gelmiş olabilir. kısaca şöyle diyebilirim: bir ilmin usûlünü bilmek o ilmin kavramlarını bilmekse, İslamî ilimlerin usûlünü bilmek de mantık, beyân ve usûl ilimlerini bilmektir.

      aslında bahsettiğin sözlük çalışmaları klasik literatürümüzde var emirim. ama bu eserler, malesef köksüz ilmi çalışmalarımızda pek de muteber sayılmıyorlar sanırım. zira çoğu kimsenin haberi yok bu kitaplardan. özellikle şu üç kitap çok önemlidir bu bağlamda: cürcânî, et-ta’rîfât; ebu’l-bekâ, külliyât; tehânevî, keşşâf. tabi bu kitapların gündemde tutulması lazım ki ilahiyatçıların da bunlardan haberi olsun. mesela hep şöyle bir şey düşünmüşümdür cürcânî’nin et-ta’rîfât’ının başlı başına bir ders gibi işlenmesi. harika bir şey olur bence.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s