Çoğu zaman karıştırılır; birşey yaparken niyetimiz ve hedefimiz nedir? Niyet, bizi harekete geçiren ve yaptığımız şeyle -sonucundan bağımsız olarak- kurduğumuz bağdır. Hedef ise bir işin sonucu ve o işten elde edilenleri ifade eder. Niyet yaptığımız şeyin ne olduğundan hareketle bize dönük bir çerçevedir. Hedef ise bir nevi motivasyondur, işin neliğinden ziyade niteliğiyle ilgilidir.
Bu ikisi birbirine zıt ikisey değildir, ve birçok durumda yaptığımız şeylerde ikisi beraber bulunur ama birinin olduğu diğerinin olmadığı pekçok durum da söz konusudur. Karnını doyurmak için çalışan birisi, yeterince para kazanmışsa hedefine ulaşmış demektir. Ama bu, niyetinin ‘karın doyurmak’ olduğu ve bu niyeti gerçekleştirip gercekleştirmediğini bize söylemez. Karnını doyurmayı hedeflerken niyeti bir müddet daha yaşamak olabilir, yahut can sıkıntısını gidermek. Diyebiliriz ki niyet, daha çok işleyişe etki eden bir süreçtir.
İbadetler örneğin, bir hedefe binaen yapıldığında ruhunu kaybederler. Allah rızasını kazanmak bir hedef midir? Elbette değil, çünkü O’nun rızası hedeflemekle ‘kazanılacak’ birşey değildir. Yalnız niyet etmek, ibadet dahil günlük yaşantıları an be an takip eden bir iç göz gibidir. Niyetin, fiille ilişkisi bu düzeyde gerçekleşir.
Yukarıda belirttiğim gibi, hedeflerle niyetler birbirinin muadili değildir. Zira hedef koyarken de bir niyetimiz vardır. Buradan hareketle diyebiliriz ki, niyetsiz bir davranışımız (bazi otomatik/şuursuz olanlar hariç) yoktur. iç gözümüz herşeye bakmaktadır yani. O niyetimize göre şekil alan hareketlerimizin bir hedefi olabilir de olmayabilir de. Bazen bu ikisi karışır, hedefler niyetlere dönüşür, yaptığının içeriğinden habersiz insanlar türer; bazen de kişi niyetlerini hedef beller, yerinde sayar durur.
Bu çerçeveden hareketle, ‘ameller niyetlere göredir’ hadisini ve ibadetlerin ‘niyet’lerini tekrar düşünmeyi öneriyorum.
kelime olarak niyet ve hedef farkını idrak etmek zor olmasa da, yaşam içerisinde ikisinin ayrımını yapmak dediğiniz gibi bazen kafa karıştırıyor.
ellerinize sağlık Hocam.
Dediginiz gibi gunluk hayatta ayrimi yapmak zor ve kelime olarak cok da onemli degil. Ama hakikatte ayrimi yapmak, insanin suurlu yada suursuz olmasi kadar onemli. Tesekkurler yorumunuz icin.
yasinim söylediğin mevzu, zannediyorum neden ve niçin soruları arasındaki farka da işaret ediyor.
neden, neden olunan şeyden öncekine delâlet ederken; niçin, için’lendiği şeyden sonrakine delâlet eder.
bu bakımdan bir şeyin nedeni ile niçinliği arasında bir örtüşüm var gibi gelebilir; ama her halükarda arada bir itibar farkı vardır. neden kıldığımız şey öncelenirken; niçin kıldığımız şey -uyduruk bir tabir olacak belki ama- sonralanır 🙂
sanki niyet daha ziyade nedenle; hedef ise daha ziyade niçinle yan yana geliyor.
yazı gayet derli toplu olmuş. eline sağlık gözüm.
Dedigin ayrim olayin bir baska boyutu hadicim, haklisin. Nedensiz bir fiilimiz yoktur fakat nicin yaptigimizi tam olarak bilmedigimiz pek cok sey olabilir. Eyvallah.