Vuslat


İnanılmaz büyüklükteki bir gerçeğin en küçük noktasındaki ufacık bir ayrıntıda beliriyor gerçek. Aşk bu noktada sarmalıyor ruhumu geceyle ortaklaşarak.

Sisli bir gece, fersiz bacaklar, aşkın esaretinden ağlarken kızıllaşmış gözlerimle beni dış dünyadan ayıran penceremin önünde sevgiliyi düşünüyorum. Onsuz olmayan bir ben aksediyor cama. Camsa içimdeki güzelliğe hayran çatlayacakmışçasına bakıyor bize. Önümde sevgili, ardımda sevgili, yanımda sevgili, bende sevgili, her yerde ister istemez var olan tek gerçek sevgili! Gecenin koynundan süzülüyor aşk ve benim kalbime akıyor usulca. Büyüyor, neşeleniyor, hüzünleniyor, yaşıyor ve sonsuzluk kapılarını aralayıp gözlerden kayboluyor. Beni onsuz düşünmek artık imkânsızlaşıyor, mümkünatı olmayan bir hal alıyor ve dudaklarımdan şairin şu beyti dökülerek ateş üzerine dökülen su misali beni rahatlatıyor. Ama ne rahatlatış…

Kanmaz en uzun buseye öpüldükçe susuzdur,

Zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur.

Mamafih ne susuz kalabiliyor bu ben, ne de tuzsuz.

Bu ayrılığa katlanmaya ne şairlerin beyitleri yetiyor ne de senin öğütlerin. Hiç bir şeyin kar etmediği sevgimde uçların en ucunda artık hayat bulmaya sisli gecemde sende var olmak ümidiyle senle var olmaya çalışıyorum. Sonsuz ufukları gösteren beyitler yetmiyor aşkımı kucaklamaya. Dünya, evren, Samanyolu, galaksiler, her ne varsa büyük diye bilinen bir parça alınca kalbimden ar ediyor kendi büyüklüğünden…

Mecnun olup çöllere düşmek çözüm olsa durmaz atardım kendimi çıkışı da geri dönüşü de olmayan çöllere. Dağlara kazımak olsa adını çözüm tüm dağlarda senin adın okunurdu. En uzak diyarlar birbirlerinin dağlarında senin adını okurdu. Denizlerdeki suları yarmak olsa çözüm şu âcizane ellerim tereddütsüz koyulurdu bu işe. Ama nafile. Çözüm yok bu beden sende yok olmaya mahkûm bu kalpse senden ayrı kalmaya. Ömrünce yalnız kalmaya. Her gecede sana hayran olmaya. Ve karanlık! Aşkımı örtebildiğim tek perdem. Geceyle birlikte gelen beni sevgiliye yaklaştıran, bir nebzede olsa aşkımı iyice alevlendiren, alevlendirdikçe mutluluğumun kat kat çoğaldığı, zamanın durduğu, aradan çıktığı mekânın yok olduğu, her şeyi hiçleştiren karanlık… Bitip tükenmesini istemediğim aşkımın sahibini anımsatan ayrıntılar ve bütünlükler topluluğu. Yani her şey sende vuku buluyor. Sevgiliye değen her dokunuş ondan uzak olan her şeyden söylenemeyecek katlarda daha değerli oluyor.

Ey talih! Ölümden ne beterdir bu karanlık
Ey aşk! Gönüller sana mal oldular artık
Ey vuslat! O âşıkları efsununa ram et
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et.


∗ Büşra Yavaşçı



7 comments

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s