Eve dönüş yolu;
Aramayın beni eve dönerken, ben yoldayken.
Mesaj atmayın, bu benim kendimle kaldığım mahrem zamanım.
Yaşadıklarımı analiz eder gibi tekrar düşünüp, ölçüp tarttığım.
Gözlerim insanlara ve nesnelere bakarken görmemem onları
Daha geniş ve gözlerime ait bir alanda yaşayabilmem bu hazzı.
Durakta kulaklıktan gelen namelerle otobüsü beklerken, frekansı değiştirmemle;
Gözlerimin karşı kaldırımdaki direğin yaydığı ışığa takılışı.
Akmayan lakin kirpiklerimin köküne bir doluk hüznün birikmesiyle;
Yetişip yakalayamadığım benliğimin geri dönüşü.
İçime sızışı, içimin sızlayışı,
Kaybettiğim birkaç zaman, feragat ettiğim birkaç önemli an,
Derinime ineyim kuyularımın, vuslatım olsun şuan.
Sözleri olmayan bir ezgi radyoda, cümlelerini benim yazdığım,
Kitabımın boş kalmış bir köşesine karaladığım birkaç satırım.
Ayaktayım, otobüs trafiğe karışmakta,
Tam bu sırada pencerede acımtırak bir sima yansımakta
Dilim lal olmuş da gözlerim bir çaresizlik türküsü tutturmada.
Nasıl da direniyorum kendime; gidiyorum geliyorum,
Gelgitlerden bir şekil biriktiriyorum kıyıma, gelip gelip yine gidiyorum.
İçeri sızmak isteyen birşey var, henüz yitirmediğim bir iki çatlaktan
Sız da dineyim, hatta sızma ak içime boşalırcasına bardaktan.
Bir zaman dünya yoğun üretimde fabrikam bir zaman ahir yoğun,
Gönül bastırıyor beşerde bazı bazı, ama bilmez şaşar da işin esası.
Beşerin acısı mutsuzluk da, imanın acısı huzursuzluk ki daha ağır
Huzursuz aldığım nefes kadar oyamaz içimi hiçbir kahır
Beyaz masum güvercindim acep neyim şuanda, beyaz mıyım yahut güvercin miyim hala?
Kanadımı kırdım bile bile, yeteneğim varsa da yüzüm nerede uçmaya?
Haya ile kanat çırpmayı özledim, gözbebeklerimdeki o küçük fere hasretim
Ben gökyüzünde mekan tutmuşken, su ile toprak var idi yerde,
İndim suya baktım ‘ne güzel bir kuş’ dedim, yansıyana derede.
Merak işte daldım suya, sonra korkuyla çırpınıp kondum toprağa
Vıcık vıcık heryerim, pislendi kanatlarım, şimdi karıştım mı çamura?
Ne semadayım ne yerde; kaldım su ile toprak arasında
BİR’ i beni yıkasa, alsa güneşte kurutsa sonra gökyüzüne salsa…
Yine bitti yolum, bir eve dönüş daha gerçekleşti mahremimi kitledim
Hadi arayın şimdi, derdinize düşeyim, güleyim eğleneyim kendimden yitireyim
∗ Feyza Yılmaz
Elinize sağlık betimlemeleriniz güzel olmuş…
Teşekkürler
teşekkür ederim, sağolun
gerçekten güzel olmuş. mahremiyetin olmadığı bir çağda mahrem olabilecek güzel bir an yakalamışsınız.
sağolun
“yalın”ız olmak, basit, saf ve sade kalmak hep huzurun kapısına getiriyor insanı. bazen huzura çıkıyorsun, bazen çıkamıyorsun. ama “BİR”ilerinin huzuruna çıktığınız kesin. huzurda hazır olmanız (üstattan alıntıdır, bilenler bilir 🙂 ) temennisiyle… elinize sağlık.
teşekkür ederim
bakanlar ve görenler dediğimiz şeyi yazının yazarı kocaman gözleriyle(yüzüklerin efendisinde ki göz aklıma geldi nedense:-)) bize güzel bir şekilde göstermekte. teşekkürler paylaştığınız için…
yorumlar için teşekkürler