Kabil’in Kurbanları – II


■ Bu yazinin ilk kismi icin tiklayin.

Light & Shadowİmamlar niye hep sözü uzatırlar?

“Hz. Peygamber -sav-‘in hiçbir konuşması 7 cümleyi geçmez” diyor, ilimlerden Hz. Peygamber’i okuyanlar. Bizim hocalarımız, sözü eline alınca bırakmak istemezler nedense…

Vaazlarda, hutbelerde, düğün cemiyetlerinde ve de o sonu gelmez dualarda… Söyleyip söyleyip duran imamlarımız/hocalarımız ne kadar bıktırıcı olduklarının farkına varırlar mı?

Niye sıradan bir insan hocaların mikrofon almasını istemez, kazara bir mecliste düşünce hocanın eline niye sıkılır, bir an önce bitse de gitsem diye düşünür, bunu bilemez hocalar…

Hele uzun uzun duaların o Arapça kısımları… Halk kitleleri için hiçbir anlam ifade etmeyen o kısımlar, çok güzel ve manalı da olsalar, maksattan uzak düşmekteler…

Halbuki biraz okuyup yeni şeylerin peşinde koşsalar, her geldiğinde bir yeni şey öğrense halk denen cemaat, durum büsbütün farklı olur elbette.

***

Hafız olsun diye gönderilen çocuklar, hafızlığın kıymetini takdir edecek düzeyle olamadılar çok zaman. Çünkü velileri de bilmiyordu kıymetini. Eğer veli Kuranın ve hafızlığın kıymetini bilseydi, okumayacak çocuğu “hiç olmazsa Hafız olsun” diye göndermezdi Kur’an Kurslarına.

Bozuk niyetlerle kesilen kurbanlar kabul olmuyor. Bir çoğu sürükleyerek bitiriyor hafızlığını. Bir çoğu da hafızlara yakışmayacak bir sürü olumsuzluklara bulaştılar… Türkiye’de bir nesil hafızlıktan mahrum oldu. Kalanların da şevki, iştiyakı kalmadı son hafızların durumunu görünce…

***

Kabil beceremese de, Habil’in kurbanı da vardır. Bunca milyonun içinde, temiz kalpli iyi niyetli yüz binler de vardır. Öyle de nitekim. Bu ülkenin insanı, bazen farkında olmasalar da içlerindeki sevk-i tabiyle doğru/iyi olanı da yapıyorlar. Camiler yapılıyor yeni yeni. Bir çoğu yenileniyor, halıları, dış cepheleri vs… Yardım dernekleri çalışıyor. Dünyanın dört bir yanına yardımlar akıyor. Her yerde güzel intibalar ekiliyor bu ülkeye dair.

Çok defa bilinçli bir seçim olarak değil, içten gelen bir duygu, iyilik olsun düşüncesiyle yapılıyor yapılanlar. Kimi zaman Osmanlı ruhu canlanıyor, dünyadaki gariplere abi şefkatiyle yaklaşılıyor.

Her ne oluyorsa oluyor, ve dünya iyiye gidiyor. Tanzimat’ta makusa dönen tarihi bu milletin, kim ne derse desin, 1950’den sonra perde perde daha iyiye açılıyor.


∗ Emir Sultan Demireşik


One comment

  • emirim kalemine sağlık.
    “herkesin bildiği sır”ları ifşa etmişsin kanaatimce.
    özellikle hafızlarla olan kısım benim içimde bir uhdedir.
    bulunduğum kursta 30 civarında hafız yetişti. hafızlık bana nasip olmadı. ama o kurstan ilim peşinde koşmak sadece bana nasip oldu. taksici, tamirci, esnaf çıktı aralarından ama elde ettikleri o yüce vasfı kullanamadılar maalesef. hep baskı hep sıkıntı görünce Kur’an’ın bu durumun sebebi olduğunu düşünmeye başladı maalesef çocuklar.
    Allah bilinçli nesiller yetiştirmeyi nasip etsin

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s