Bir Annenin Gözyaşı


Bir annenin gözyaşı. Onun için derler bitmez ızdırabı. O, hep bir şeyler için ağlar. Göz yaşları bulut olur, arşa kadar yükselir. Şimşekler çakar ve nağmere süzülür, yüreğinin derinliklerinden yeryüzüne.

Merhametsin sen. Sen, mayasısın merhametin. Havanın titrekliğinde, suların rakseden kıvranışlarında hep sen varsın. Dolaşıyorsun başımızda, merhametten kanatlarınla.

Bizim uğrumuza bu yola atıldın. Acılarımıza ortak olmak, ızdıraplarımızı dindirmek, gönlümüzü diriltmek için senin ah-u efganların hep goncalara dönüştü. Sen, sönen beynime bir kibrit çaktın anam.

Sen hep yanıp yanıp sönenlerin değil, doğup doğup batanların değil, hep yanıp sönenlerin ve doğup batanların arkasındaki sönmeyen bir ışıksın. Acıların mızrabını hep sen çaldın iniltili melodilerde. Sen, bir gül gibi göğüste ve dudaktasın anam. Sen garipsin, yalnızsın, ama sahipsiz değilsin…..

Ağlamak senin kaderin oldu. Hayatının ritmi fedakarlığa dayalı. Ağla ey gözlerim dedin. ‘Ağla ki, cennet olsun şu çorak ve susuz topraklar’ dedin. Sanmayın bu ağlayış, bir ümitsizin ağlayışı değil. Bu ağlayışın sonu tatlıdır, çünkü sonu tebessümdür ve yine bu ağlayış hüsransızdır.

Ah anam… Senin ağlaman içten içe riyasız, kirsiz ve dupduru. Senin her iniltinde bir ney feryadı gizli. Sen de cimrilik yok inan. Yok senin ağlamanda bir nebze hasis duygu. Sen ağlamasan anam, nice olur halimiz…..

Eğer sen merhametli olmasaydın, ne olurdu halimiz. Biz saadete yabancı, acıların girdabında hissiz olurduk. Sen acı çektin, ‘Git Ey oğul!, Okumak ve dini insanlığa anlatmak şafakta tulu’ ettiyse’ git dedin, bak tohum bitti, boy verdi. Ve sayende o sihirli dudağından çiçekler açtı.

İnan anacığım, senin gözünün akı lekesiz. Sönmesin gözlerinin nuru. Rengin olmasın solgun ve ölgün; burulmasın boynun, kırılmasın kalbin, kararmasın anam..

Sen yavrunun uğruna atıldın bu yola. Senin ağlaman dindi mi yavrunda güler. Sen olma iki-büklüm. Yavrunun gözünde sen saf ve diri bir çiçeksin, solmayan terk edilmemiş….

Anam iniltin içimi yakıyor. Her feryadın bir türküden nağmeye dönüşüp destanını dile getiriyor. İnan anam, derdin gözümde büyüdü, içim burkuldu ama sessiz hıçkırıklarla ağladım sen üzülme diye. Sen tarumar olma ana, sen tarumar olma.

Sen terk edilmedin ana, ölmedin. Çıkmayacaksın gönüllerden ve ana sana koşacak bir gün yavruların… İşte o zaman müsaade et, öğretip büyüttüğün yavrularında ağlasın, onlarda mızraplarına senin için vursunlar, senin feryadını ruhlarına duyursunlar.

Artık ağlama anam.!! Dağınık kâkülünü düzeltmek için, bak oğlunun talebeleri sana koşuyorlar. Biz hepimiz senin feryadına koşuyoruz ve sevinç müjdeleri veriyoruz yaşaran gözlerine, sessiz infiallerin dinsin diye, kanayan yaraların sarılsın diye insanlık adına geldik eşiğine baş koyduk anam. Şimdi müsaade et. O nasırlı, hicran yıllarının haritasını çizdiğin, gözyaşlarınla ıslattığın ellerinden bir kez daha öpeyim ve birazda ben sevinç içinde gözyaşlarına boğulayım.


∗ Muhammed Tandoğan



One comment

  • Agacım bamtelimize dokunmuşsun allah razı olsun.Yüreğine sağlık.Annenin sana verdiği emekler helal olsun inşallah.

Submit a comment

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s