GORGIAS: Evet, Sokrates. Gene çağırdın buraya bizi sokratik diyaloglar yapacağız diye. Hayırdır inşallah?
SOKRATES: Hayırdır azizim hayırdır. Fedon’un oğlu küçük Hippias ile ilgili bir durum var, onun için topladım sizi buraya.
GORGIAS: İyi de cancağızım, saat sabahın beşi. Vallahi namazı kıldım çıktım, hanıma bile bir şey diyemedim. Polos tutturdu acil bir şey var çabuk toparlanıyoruz diye. Acil dediğiniz şey küçük Hippias mı? Şu ibne olan?
SOKRATES: Evet sevgili dostum, acil dediğimiz o ibne olan küçük Hippias.
POLOS: Ben de meraklandım doğrusu, o kadar aceleyle geldik ki, ne olduğunun hiçbir önemi kalmadı. Bu konuda umarım bizi aydınlatırsın Sokrates?
SOKRATES: Sayı tamama ersin, başlayalım Allah’ın izniyle.
GORGIAS: İyi ama, çok erken saatte sayının tam olmasını nasıl bekleriz. Hanıma dedim, haber dedim, vermedim dedim.
SOKRATES: Sen merak etme onu, Polos’un hanımı da seninkinin yanına gidecekti zaten. Yalnızlık çekmezler, biz de burada baş başa konuşuruz şu önemli meseleyi.
POLOS: Baş başa derken sayın Sokrates? Hani geçen gazetede genç ve yakışıklı talebelerle olan baş başa muhabbeti mi? Valla hiç gelemem kusura bakma. Biliyorsun namusuma göz diktirmem!
SOKRATES: Siz o medyanın dediklerine gerçekten inanıyor musunuz azizim? Ciddi olamazsınız? Sadece ders veriyordum çocuklara.
GORGIAS: O fotoğraflar peki?
SOKRATES: Vallahi fotomontaj!
GORGIAS: Yav, bırak Allah aşkına. Bir olur, iki olur. Bu kadarı da yeter canım!
PLATON: Şşşi, hocama laf yok!
POLOS: Ooo, geldi yavuklun.
SOKRATES: Hoş geldin sevgili talebem.
GORGIAS: E biz gidelim bari, siz hoca talebe ilişkisine girersiniz şimdi. Hani gazete, foto, montaj filan. Öyle değil mi Polos?
POLOS: Öyle öyle, biz gidelim.
SOKRATES: Amma abartıyorsunuz ama. Platon, sevgili dostum, sence bu iddialar doğru olabilir mi? Bir şey söyle Allah aşkına!
PLATON: Valla hocam, ne desem, nereden baksam bilemiyorum. Hadi sizin için şöyle böyle iddialarını anladık, geçen haftaki peygamber olduğunuzu söylediğiniz iddiaları hâlâ açıklığa kavuşmuş değil. Hangi birisini savunayım.
SOKRATES: Ya Hu, sanki senin için öne sürmüyorlar. Bilmiyor musun şu doğuluları, adamlar her birimizi peygamber yapacak. Yunanistan da peygamberler diyarı olur artık.
PLATON: Doğru söylediniz hocam, aynen katılıyorum.
SOKRATES: Zaten sen benim takipçimsin. Ahan da şuraya yazıyorum, felsefe tarihi sana düşülen bir dipnottan ibaret olmazsa namerdim!
PLATON: Mahcup ediyorsunuz hocam, teveccühünüz.
∗ PNO KYO
YineDergi 
Öncelikle yunan filozoflarının müslüman olmaları çok sevindirci:) Bu kadar samimi bir ortam dili ile yazılmış yazıda yine de kinayeleri anlamak zor olmuyor. Mizah yazının temasını gölgelememiş…
Allah da seni güldürsün 🙂
çok güzel olmuş.. Müslümanca kouşunca daha sıcak geliyolar göze..
zekice tasarlanmış bir yazı, yüreğinize sağlık 🙂